Cem Küçük Türkiye Gazetesi

22 Mart 2018 sonrası ne yazdıysam doğru çıkmadı mı?

Bu köşede ara ara ifade ettiğim gibi benim başuzmanlık konularımdan biri medya alanıdır. Hiç tevazu göstermeden söylerim ki, ben Türk medya tarihinin uzmanıyım. Bu mevzuda ihtisas sahibi olunca da Türk...

04 Kasım 2019 | 4.638 okunma
Bu köşede ara ara ifade ettiğim gibi benim başuzmanlık konularımdan biri medya alanıdır. Hiç tevazu göstermeden söylerim ki, ben Türk medya tarihinin uzmanıyım. Bu mevzuda ihtisas sahibi olunca da Türk medyasının geleceğine dair de öngörülerimin tuttuğunu herkes net şekilde görüyor.
22 Mart 2018 tarihinde Aydın Doğan’ın medyadan tasfiye olmasıyla beraber Türk matbuat hayatında neler olacağını adım adım yazdım. Bu hadiseye “22 Mart 2018 medya devrimi” adını verdim ve bu literatüre geçti.
Benden nefret eden Marksist Bülent Mumay bile sömürgeci Batı medyasına yazdığı raporlarda bu tabiri kullanır oldu. O zaman da hep şunu belirtmiştim. Yazdıklarım muhakkak hayata geçecektir. Gecikme olabilir ama muhakkak olacaktır. “İktidara yalakalık yapmak da bazılarını orta ve uzun vadede kurtaramayacaktır” diye ifade ettim. Çünkü devrimlerin bir doğası vardır ve devrim rüzgârları muhakkak zaman içinde herkesi siler süpürür. Kaçınılmaz olarak tarih hükmünü icra eder.
Düşünsenize Allah korusun ama bizim medyalarımızı CHP’ye gönülden bağlı bir iş adamı satın alıyor ve bizim muhafazakâr yayın organlarımızı CHP’li yapmaya karar veriyor. Bu da bir medya devrimi olurdu. Bu durumda benim gibi haysiyetli milliyetçi-muhafazakâr yazarların yapacağı şey onurluca ve şereflice istifa etmek olurdu. O CHP’li yeni patronun istediği şekilde bir anda solcu ve Kemalist olmaya kalkarsak bizim ne onurumuz ne şerefimiz ne haysiyetimiz kalırdı. Bir zerre itibarımız da kalmazdı.
Diyelim ki onurumuzu satılığa çıkarıp CHP yalakalığı yapan yazılar yazalım ve hatta CHP yöneticilerine de yalvaralım yakaralım ve onlar da bunu kabul etsin. Yine o devrim rüzgârları karşısında durmamız mümkün olmazdı. Çünkü CHP tabanı da bize açıkçası maymun gözüyle bakardı.
Hürriyet gazetesi çalışanları da maalesef bunu yaşadılar. Kimi Hürriyet yazarları ise insan içine çıkamayacak durumlara düştüler ama onlar da ne yaparlarsa yapsınlar tıpkı Ayşe Arman gibi kurtaramayacaklar. Ben onların hepsine şerefleriyle istifa etmeleri gerektiğini çok yazdım. Çok insanca ve mertçe önerilerde bulundum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni başlayanlar için "Yenidoğan Davası" 20 Kasım 2024 | 415 Okunma Millete kılıç çekeceksiniz ve yanınıza kâr kalacak, öyle mi? 18 Kasım 2024 | 3.675 Okunma "Etki Ajanlığı Yasası" mutlaka çıkmalı 15 Kasım 2024 | 1.766 Okunma Yasa dışı bahis ve kumar 13 Kasım 2024 | 1.217 Okunma Mansur Yavaş ilk çiziğini yedi!.. 11 Kasım 2024 | 2.645 Okunma