Sevgili okurlarım, biliyorsunuz önümüzdeki hafta 28 Şubat
askerî darbecileri ile ilgili ağırlaştırılmış müebbet
kararları topluca açıklanacak. Sayın savcımız 60 kişiye
ağırlaştırılmış müebbet ve akabinde de yakalama istedi. Doğal
olarak ağırlaştırılmış müebbet cezası yiyen bir sanık hukuki
mecburiyet gereği tutuklanıyor. Sayın hâkimlerimizin kaç tane
ağırlaştırılmış müebbede imza atacağını önümüzdeki hafta
göreceğiz. 28 Şubat askerî darbesi bir insanlık
suçudur ve elbette bedeli ödenecektir.
Öte yandan herkes biliyor ki, 28 Şubat bir medya
darbesidir. Sivil ayakları askerî ayağı kadar hatta
belki askerden bile daha önemli olan bir darbedir. Ankara’nın
zirvelerinde olan, konuştuğum üst düzey yargı yetkililerimiz de 28
Şubat’ın sivil ayağının da yargılanması gerektiğini o dönem
medyasından bir örnekle anlatıyorlar. Bana aktardıklarına göre
darbe ortamı oluşturan dönemin gazetelerinden biri 6 Mart
1997’de “Türk basınıyla iftihar
ediyoruz” manşetiyle çıkıyor. Bu manşeti özel kılan
28 Şubat 1997’deki ünlü Millî Güvenlik Kurulu toplantısından
beş gün sonra olması. 28 Şubat askerî darbesinin sivil
ayağının yargılanması gerektiğine net bir kanıt o haber
âdeta.
“Son günlerde Başbakan Necmettin Erbakan’ın ‘Geveze
basın’ ve ‘Yazdıklarının yüzde 90’ı yalan’ gibi eleştirilerine
uğrayan Türk basını, dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı’nın ‘Basınımızla iftihar ediyoruz’ övgüsüyle
karşılaştı.”
Haber, 28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı’nın 28 Şubat medyasına
övgüsüne yer verdikten sonra şu sözlerle devam ediyordu: