15 Temmuz öncesinde Batı
medyasında Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Türkiye aleyhine çok yazı
çıkmıştı. Hatta darbe çağrısı yapan ve Erdoğan’ın devrilmesini
isteyen yazılar açık açık yazılıyordu.
Türkiye’ye yönelik ilk operasyon
Rus uçağının düşürülmesiydi. Rusya’yla aramız iyiydi. Ticaret ve
turizm alanlarında önemli gelirlerimiz vardı. 2015 Kasım’ında Rus
uçağının FETÖ’cüler tarafından düşürülmesiyle aramız bozuldu. 2016
yılında Antalya’da turizm çöktü ve iki binden fazla otel kapandı.
Milyarlarca dolar zarar oldu.
Türkiye’nin Rusya’yla arasının
bozulmasını isteyen FETÖ ve arkasındaki ABD başarılı olmuştu.
Peşinden darbe imalı yazılar çıkmaya başladı. ABD’nin eski Türkiye
büyükelçileri Eric Edelman ile Morton Abromowitz Mart 2016’da
Washington Post’ta bir makale yayınladılar ve açık açık Erdoğan’ın
istifası etmesi gerektiğini yazdılar. Eğer istifa etmiyorsa darbe
imasının meşru olacağını söylediler. Washington Post gibi bir
gazetede Türkiye’de darbe olmasına yeşil ışık
yakılmıştı.
Bu makaleden hemen sonra American
Enterprise Institute’de FETÖ köpeği ve maşası Michael Rubin bir
yazı yazdı. TSK’nın darbe yapma ihtimalinin çok güçlü olduğunu
söyleyen Rubin bunun da meşru olacağının altını çiziyordu.
FETÖ’cülerin saldırma biçimini kullanan Rubin, Cumhurbaşkanımız
Erdoğan’a her türlü küfür ve hakareti ediyordu. Bu iş için de
FETÖ’den para aldı ve almaya da devam ediyor.
Sonra devreye Wall Street Journal
girdi. Türkiye’ye yönelik her kirli operasyonun içinde olan Wall
Street Journal gazetesinde Türkiye’de darbe olmasını isteyen bir
makale çıktı. 15 Mayıs 2016’da Dion Nissenbaum tarafından yazılan
makalede şöyle deniyordu:
“Ordu içindeki haber
kaynaklarına göre, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü tekrar
artırması, Erdoğan’ın generaller tarafından Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi’nde devrilmesine dair endişelere sebep
oldu.” Gazetenin kaynağı tabii ki
FETÖ’cülerdi.
Bu da yeterli görülmemiş olacak
ki, Bush’un yardımcısı Dick Cheney’nin ulusal güvenlik
danışmanlığını yapan John Hannah da topa girdi. Foreign Policy’de
2016 Haziran’ında çıkan makalede Hannah utanmadan şunları
yazdı:
“Erdoğan’ın sorunları
gittikçe ağırlaşıp yayılıyor ve ABD’nin çıkarlarına yönelik
riskleri artırıyor. Hesap günü mutlaka gelecek. ABD hasarı azaltmak
için şimdiden hazırlanmalı.”
Bütün bu yazılardan sonra darbe
girişimi oldu. Girişimden sonra da Batı medyası FETÖ ve darbeciler
yanında saf tuttu. BBC, Erdoğan aleyhine konuşacak gazeteci aradı.
John Kerry taraflara sükûnet tavsiye etti. Sanki iki devlet karşı
karşıyaymış gibi. 18 Temmuz’dan sonra Batı’da FETÖ söylemiyle
Erdoğan’ın bu darbe girişimini bahane edeceği gibi onlarca yalan,
asparagas, palavra haberler yapıldı, yazılar yazıldı. Sonrası
malum.
Şimdi de benzer kokular geliyor.
Erdoğan ve Türkiye’ye diz çöktürülmesi gereken yazılara tekrar
başlandı. Sürünün başını Bloomberg ve Newsweek çekiyor. Bir önceki
yazımda Newsweek’te Türkiye’de darbe yapılmasını isteyen makaleyi
yazanları deşifre etmiştim. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda
Türkiye’yi batırmak isteyen çevreler medyaları
üzerinden “iyi saatte
olsunlar” mekanizmasına selamlarını
sarkıtıyorlar.
Bu tür yazı ve yorumların ne
anlama geldiğini artık çok iyi biliyoruz. Devamı da gelecektir. Ama
bu tehditlere boyun eğecek ne iktidar ne de halk var. İsterseniz
deneyin, cevabını alırsınız. Benden uyarması.
…..
NOT: Bu yazıda, 15 Temmuz
öncesi Batı medyasında çıkan yazılarla ilgili tr.turkiyede15temmuz.com sitesinde Erol Uzun
imzasıyla çıkan “15Temmuz Öncesi ve Sonrasında ABD ve Batı”
makalesinden yararlandım.
Ali Nesin, matematiğin
Nobel’ini mi aldı?
2 Ağustos tarihli gazetelerin
hemen hepsinde Ali Nesin’in matematiğin Nobel’ini aldığını belirten
haberler vardı ve şöyle yazıyordu:
“Prof. Dr. Ali Nesin,
matematik bilimine olağanüstü katkılarda bulunan bilim insanlarına
verilen Leelavati Ödülü’ne layık görüldü. Nesin, ödülünü 9 Ağustos
günü Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılacak törenle
alacak.”
Michigan State Üniversitesi (MSU)
Matematik Bölümü doktora öğrencisi Eylem Zeliha Yıldız bir
e-posta göndermiş. Gazetelerde çıkan haberde bilgi yanlışlığına
değinen Yıldız şu açıklamayı yazmış:
- “Matematiğin Nobel Ödülü diye benzetmelere tabii olan matematik alanında verilen ödülün adı Leelavati değildir, Fields madalyasıdır!
- https://www.mathunion.org/imu-awards/leelavati-prize Linkten de göreceğiniz üzere Leelavati ödülü Matematik Araştırmacılarına değil Matematik alanında sosyal farkındalık oluşturanlara verilir.
- Çok yeni bir ödüldür, sadece üçüncüsü verilmiştir. Prestiji konusunda haberlerde geçenler doğru değildir.
- 2010 yılında bir bilim kurgu yazarına, 2014 yılında bir gazeteciye (aynı zamanda bir matematikçi) ve 2018 yılında Ali Nesin’e aynı sebeplerden ötürü verilmiştir. Bu ödülün başka bir geçmişi ve akademik anlamda matematik araştırmalarıyla uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur.”
Hıncal Uluç gazetecilik öldü diye
yazıyor. Adama kızıyorlar ama haklı. Kimse internete girip bu ödül
nedir diye araştırma gereği bile duymuyor.
Ali Nesin’in ülkemizde matematiğe
katkısı büyüktür. Aklı başında olan herkes bunun farkında. Zaten bu
ödülü de farkındalık oluşturduğu için aldı. Kaldı ki üç yıllık yeni
bir ödül ama “Matematiğin Nobel’i” değil “Leelavati.”
Eylem Hanıma bilgi notu için
teşekkür ediyorum.