Reza Zarrab’ın tutuklanması bazı geri zekalılarda ülkemizin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın da ABD tarafından tutuklanacağı temennisini oluşturdu. Bunlar gerçekten gerzek. Öte yandan kimileri de hain. Erdoğan’a hayatını borçlu olan kimileri sırf şahsi menfaatleri uğruna Erdoğan’ın hapse girmesini ima eden iğrenç yazılar yazıyor. Akif Beki bu hainlerin başında geliyor. Açık söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan’ın devrilip hapse atılması için ABD önünde secde edip yalvaranlar önümüzdeki haftalarda ve aylarda hayal bile edemeyecekleri acıları yaşayacaklar ve Türk devletinin gücünü görecekler. Bu arada nasıl ki ABD Zarrab’ı tutuklu yargılıyorsa Türkiye’nin de hukuka uygun şekilde Aydın Doğan’ı tutuklu yargılama hakkı vardır, çünkü çete lideri olarak katalog suç kapsamında 24.5 yılla yargılanıyor Doğan. Reza Zarrab operasyonunda ben her şeyi 27 Temmuz 2015’te yazmıştım. Şimdi yazdıklarım hayata geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu pis operasyonun yerli işbirlikçilerini yok edecek gücü vardır. Bunu herkes görecek... İşte 27 Temmuz 2015’te bu sütunda yazdıklarım: ...Türkiye’yi kuşatma altına almak için yapılmak istenen operasyon Türk ve İranlı işadamları arası ticaretin tüm finansal süreci Türkiye’nin kontrolüne alındığı için bu durumu uluslararası kara para kılıfına sokma çabalarıdır. Oysa bu ticaret 36 yıldır İran’a uluslararası ambargo olması sebebiyle bu şekilde yapılıyor, fakat daha önce iki yabancı şirket tarafından yapılan iş şimdi Türkiye içinden ve Halk Bankası aracılığıyla yapılmaya başlayınca emperyalist çevreler rahatsız oldu ve kara para yalanlarını ifade etmeye başladılar. Türk devleti ilk kez inisiyatif alarak tüm bu milyarlarca dolarlık ticareti Halk Bankası üzerinden yaptırmaya karar verdi. İşin özünde ABD ve İsrail devletine göbekten bağlı iki firmanın zarara uğraması ve milyarlarca doların Türk ekonomisi içinde kalması vardır. Askeri vesayet döneminde Türkiye-İran arası finans transferlerini dolaylı yollardan Bunge ve Cargill adında iki şirket sağlıyordu. Bu finansal işlemlerden tüm parayı İsrail ve Amerikan devletinin hakim olduğu bu şirketler kazanıyordu. Elbette kazandıkları milyarlarca dolar para da Türkiye’de kalmıyordu. Tüm büyük Türk firmaları İran’la ticaret yaparken bu iki yabancı firmayı kullanmak zorundaydı. Çünkü bir işadamı olarak İran’a mal sattığınızda ya da İran’dan Türkiye’ye mal satıldığında ABD ambargosu nedeniyle paranızı doğal yollardan alamıyordunuz. Bu yöntem zorunluydu.