Dünyanın hemen her yerinde gazetecilerin önemli bir kısmı tıpkı öğretmenler gibi solcudur. Buna mukabil bankacılar, finansçılar sağcıdır. Bu tespitin en net olduğu yer Amerika’dır.
Başkan Trump seçildiği günden bu yana medya tarafından âdeta linç ediliyor. Adamlar ağızlarına gelen hemen her şeyi düşünmeden yazıyorlar. Fikir özgürlüğü, basın özgürlüğü tamam ama halkın oylarıyla seçilmiş bir başkanı yok etmek için ellerindeki her şeyi savuruyorlar. Gazetecilerin tepkilerinde hiçbir mantık ya da akıl yok. Trump gibi aşırı kibirli bir adamın içeride ve dışarıda izlediği politikalar elbette sorunlu. Adamın adı “deli”ye çıkmış. Ancak Amerikalı gazeteciler göreve başladığı ilk günden beri Trump’ı devirmek ya da azlettirmek için her yalana başvuruyorlar. Trump’ın yüzlerce eleştirilecek, yerin dibine batırılacak davranışı var. Biz bu örneklerin benzerlerini Türk siyasi tarihinde çok gördük. ABD’de nihayet mantıklı bir adam çıktı ve hem Amerikan medyasını eleştirdi hem de yapılan değerlendirmeleri ikiyüzlü bulduğunu söyledi. Harvard Hukuk Fakültesinden Alan M. Dershowitz geçen hafta Newsweek’te bir makale yayınladı. “Bir sonraki azledilme mi? Trump’ın suçlu ya da masum olduğuna dair objektif bir değerlendirme” başlıklı yazıyı görmezden gelmek isteyen de çok oldu. Dershowitz mantık silsilesi için de olanı biteni iyi değerlendirmiş. Michael Cohen’in önemli bir tanık olduğunu ama Trump’ı devirmek için elde yeterli veri olmadığını söyleyen Dershowitz yargıçlara da seslenmiş. Bazen tanıkların gerçekleri çarpıtabileceğinin bir hukukçu olarak ısrarla altını çizmiş. Bağış kampanyalarında her zaman problem olabileceğini ama bunun suç değil ahlaksızlık olarak değerlendirebileceğini yazmış. Dershowitz daha sonra eleşti...