Türkiye’de 22 Mart 2018 tarihinde olan şey, tam anlamıyla bir devrimdir ve Hürriyet gazetesi yazarları başta olmak üzere Türk medyasının tamamında bu devrimin yeterince anlaşılmadığı kanaatindeyim. 22 Mart 2018 tarihi ile 16 Nisan 2017 tarihi arasında fark yoktur. Bir dönemin kapanıp yepyeni bir dönemin açıldığı dönüm noktalarıdır bunlar. İçeriğini beğenin ya da beğenmeyin: Bunun adı devrimdir... Daha bu ihtilal sıcağı sıcağına yaşandığı için herkes biraz şaşkın ördek gibi.
Kimi gazeteci meslektaşlarım için üzüldüğüm konu ise yeni öğrendiğim mevzu oldu. Şu an itibariyle neredeyse tüm Doğan Medya sembol isimleri kendilerini kandırıyor ve yeni düzende de yola devam edeceklerini söylüyorlar. Bir tek Zafer Mutlu, “Aydın Doğan burada olduğu için varım ve onunla beraber giderim” diyerek istifasını sundu ve Sayın Yıldırım Demirören’e bu kararını bizzat iletti. Geri kalan herkes, “Bu yeni düzene biz de hizmet ederiz. Biz de AK Parti’yi çok destekledik. Demirören ailesini çok severiz” gibi mesajlar iletiyorlar sağa sola. Elbette bu laflara 22 Mart 2018 devrimini yapan zamanın ruhu gülüyor. Hiçbiri tazminatını alarak şerefiyle ayrılma yolunu seçmiyor ve hepsi teneke bağlanarak süreç içinde maskara olarak kovulmayı seçiyor.
Gerçekten bu insanoğlu denen varlık inanılmaz kör ve muhteris. Geçmişte çok kavga ettiğimiz ama son yazımla hakkını da teslim ettiğim Doğan Medya elemanları ne kadar gülünç ve acınası hâle düştüklerini görmüyor mu? Önümüzdeki 3-6-9 ay içinde neler yaşayacaklarını hesap edemiyorlar mı? Bu dalga göstere göstere açık açık geliyor. Koltuk-makam-mevki hırsı uğruna bu kadar kör olunur mu? Teneke bağlanarak kovulunca toplumun hiçbir kesiminde zerre itibarlarının kalmayacağını, iyice rezil rüsva olacaklarını görmüyorlar mı? Çok zeki bir adam olan patronunuz Aydın Doğan’ı örnek alın. Onurluca çekildi medyadan. Kendisi ile ailesinin itibarını korudu, hatta büyüttü.