Son iki yazımda Birleşik Arap
Emirlikleri’nin, kara para aklanmasına emlak sektörü üzerinden
nasıl izin verdiğini yazdım. Uluslararası yaptırıma
uğrayan ve kara listede bulunan bazı isimler BAE’deki emlak sektörü
üzerinden kara para aklıyorlar ve bu aklama işine BAE müsaade
ediyor. C4ADS (Center for Advanced
Defense Studies) kurumunun çalışması ve ortaya
çıkardığı gerçekler son derece mühim.
C4ADS, Dubai'nin emlak
sektöründeki sistemsel zaafları ve yasa dışı suçlu aktörlerin
ticari faaliyetlerini genişletmek için uluslararası finansal
sisteme erişimini engellemek üzere tasarlanan yaptırım
yasaklamalarından kaçınırken bu tür pazarlardan yararlanmalarını
sağlayan çeşitli yöntemleri incelemiş. Bu vaka çalışmaları,
sıkı olmayan düzenleme ve yaptırımların, özellikle gayrimenkul
olarak kara para aklamaya karşı savunmasız olan sektörlerde,
yalnızca ekonomik etkinin ötesine nasıl geçtiğini göstermektedir.
Sonuç olarak Dubai'nin emlak piyasasının yasa dışı sermaye için bir
cennete dönüşmesi, küresel istikrar ve güvenlik için geniş kapsamlı
etkilere sahip. Yolsuzluk, suç ve teröre küresel olarak destek
verme işlemlerini mümkün kılar ve kolaylaştırır.
Bu rapor, yalnızca kendi
isimleriyle BAE'de mülk sahibi olan ABD tarafından yaptırıma tabi
bireylere odaklanmış. Bununla birlikte, yasa dışı
aktörlere ilişkin son derece dar ve en yüksek riske sahip olan bir
alt küme sunmaktadır. Bu nedenle bu vaka çalışmaları, BAE'nin emlak
piyasasına ilişkin potansiyel yasa dışı faaliyetin sadece bir
kısmını temsil etmektedir. Bu raporda sunulan
örnekler İngiltere, Avustralya, Katar ve ABD dâhil olmak üzere
çeşitli sorunlu yargı bölgelerinde emlak varlıklarını manipüle eden
çok daha büyük ve yaygın bir dizi suçlu ve kaçak aktörün yalnızca
küçük bir örneği niteliğindedir. Dubai ile ilgili olarak belirtilen
göstergeler ve tipolojiler dünyanın her yerindeki yüksek
riskli emlak piyasalarında da geçerlidir. Örneğin, Amhaz kardeşler
ve temel yaptırım dışı iştirakleri BAE ve Lübnan'daki 132 şirketi
kurmuş ve bunlara ek olarak BAE'deki 69.6 milyon dolar değerindeki
mülkleri ve ABD'deki birçok yargı alanında bulunan mülkleri elinde
tutmuş.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik
ilkeleri kapsamında gösterilmeyen ve çarpıtılan mülk maliyetlerinin
ise hesaplanabilmesi mümkün olmamaktadır. Bu maliyetler, dünyada
gerçekleştirilen yolsuzluk işlemlerinden bazılarının doğrudan
kolaylaştırılmasını da içerecek şekilde, elitleri zenginleştirmenin
çok ötesine uzanmaktadır.
• Suçlular geniş bir düzenleyici
boşluktan yararlanırlar; burada çoğu yargı yetkisi, emlakçılarını
ve sigorta şirketlerini, kara para aklamayı önleme raporlarına veya
düzenleme şartlarına tabi tutmaz ve yalnızca mali hizmetler ve
bankacılık sektörlerinde standart olarak kabul edilen güvenceler
kullanılır. Özellikle savunmasız emlak piyasalarında hükûmetler,
yüksek riskli müşterileri tespit etmek ve gereken durum
tespitlerini sunmak için daha iyi prosedürler geliştirmelidir.
Örneğin bankacılık sektöründe zorunlu
olan “Müşterinizi Tanıma” kontrollerinin
uyarlanması bu konuda faydalı olabilir.
• Yasa dışı aktörler, gerçek
mülkiyet sahiplerini, kabuk şirketleri, kurumsal adaylar ve aile
ortaklarının kullanımı dâhil olmak üzere çeşitli yöntemlerle
gizlemektedir. Satış sırasında gerçek alıcının kimliği ile ilgili
ilave sahiplik bilgilerinin talep edilmesi ve saklanması,
gayrimenkul sektöründeki düzenleme ve uygulama çabalarına önemli
ölçüde yardımcı olacaktır. Birleşik Krallık'taki Yeri
Açıklanamayan Servet Emirleri gibi gelişmiş yasal
araçlar ile sahiplik bilgilerinin eşleştirilmesi, çeşitli
hükûmetlerin gayrimenkul piyasalarında yasa dışı sermayeye yaptığı
yatırımı tespit etme, takip etme ve sonuç olarak gerekli işlemleri
gerçekleştirme kapasitesini küresel olarak
artırabilir.
• Yasa dışı amaçları için emlak
piyasasını manipüle etmek isteyen kişiler kanunlardaki açıklardan
faydalanmaktadır. ABD Hazine Müsteşarlığı Mali Suçları Takip
Merkezi (FinCEN), gayrimenkul sektörü için kara para aklama önleme
rehberliği ve raporlama gereklilikleri yayınlamış olmasına rağmen,
bu gereklilikler son yıllarda tutarlı bir şekilde uygulanamamış ve
herhangi bir standart kontrolün fiilî uygulaması zorunlu
kılınmamıştır. Coğrafi Hedefleme
Emirleri (GTO'lar) ABD'de bu tür bilgileri
toplamak için ilk sistematik çabayı temsil etmektedir ve GTO'lar
altında belirlenen gayrimenkul işlemlerinin %30'dan fazlasında
alıcı veya yardım sahibi daha önce Şüpheli Bir
Faaliyet Raporunda (SAR)
tanımlanmıştır...
Sonuç olarak, iyi düzenlenmiş bir
emlak sektörü, yasa dışı yatırıma izin vermenin çok ötesine
geçmektedir ve terör ve organize suçtan yolsuzluğa ve çatışma
finansmanına kadar en yüksek küresel tehdit düzeyini doğrudan
kolaylaştırmaktadır. Bu tehditlerin engellenmesi için özellikle
dünya çapındaki lüks emlak piyasalarında mevcut olan bilgi
boşluklarının kapatılması yoluyla uluslararası finans sisteminin
denetlenmesi ve izlenmesinde önemli iyileştirmeler yapılması
gerekmektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri kara
para aklanmasına yardımcı olarak neyi
amaçlıyor? Uluslararası terörü mü finanse
ediyor? İlerleyen zamanlarda BAE uluslararası
mahkemelerde yargılanabilir. Karmaşık ilişkileri, zamanla ortaya
çıkacaktır.