22 Mart 2018 medya devriminin
rüzgârı esmeye devam ediyor. Bir başka deyimle bu devrim nehrinin
suları akmaya devam ediyor. Hep yazmıyor muyuz, rüzgârın esişini ve
suyun akışını durduramazsanız diye. Kimi tasfiyeler gecikebilir ama
son tahlilde medyada yapılan bu halk devrimi hükmünü icra edecek.
İşte bakın Deniz Zeyrek de tasfiye
edildi. Kendisine sivil hayatında başarılar dilerim.
22 Mart 2018 devriminden hemen
sonraki ilk yazımda Deniz Zeyrek’in de muhakkak gönderilecekler
listesinde olacağını yazmıştım ve dediğim oldu. Bana arada
kimileri, “Senin yazdığın listedekilerden bazıları
hâlâ duruyor, ne iş?” diyebiliyor. Herkes
bilmeli ki, milletin çoğunluğu tarafından yapılan 22
Mart medya devrimi tek seferlik bir olay değil, bir
süreçtir. Devrimin zaman içinde nihayete ereceği tüm
medya camiası tarafından bilinmelidir. Bakın devrimin
başlangıcından 7 ay sonra Murat
Yetkin ve Deniz Zeyrek de
gönderildi. Aslında bu eski Doğan Medya kalıntıları bu şekilde
kovulmayı beklemese, onurlarıyla ve tazminatlarını talep ederek
istifa etse çok daha haysiyetli bir iş yapmış olurlardı. Bunu en
başından beri yazdım.
O zaman muhalefet tabanı nezdinde
itibarlarını da korurlardı ama şimdi o açıdan da
bittiler. “Ben ortama uyarım. 17-25 Aralık FETÖ
darbesi gibi olayları destekledim ama şimdi hükûmete ve yeni
patronlara yalakalık yaparım, tasfiye
olmam” akılsızlığına sapınca tüm toplum
nezdinde yaşayan ölü hâline geldiler.
Cumhurbaşkanımıza bağlı milletimizin çoğunluğunu zaten
kandıramazlar ama bunun yanında CHP tabanını da kaybettiler. 2019
yılbaşına kadar yeni tasfiyeler de olacaktır. Daha önceden
gidenleri yeniden saymayalım, herkes biliyor.
Şimdi gelelim son yazımda ifşa
ettiğim büyük skandala. Evet yeniden söylüyorum
ki Ertuğrul Özkök, Fetullahçı terörist Eyüp Can ile 15
Temmuz 2016 ihanetinden sonra Londra’da hem de birkaç defa
görüşmüştür. Bu asla hoş görülemez bir skandaldır.
Ayrıca WhatsApp, FaceTime gibi imkânlarla da Can ile iletişimde
olmuştur ve bu teröriste hep moral destek vermiştir.
Kapatılmış bir gazetenin internet
sitesinde hâlâ kimsenin okumadığı yazıları çıkan ve yaşayan
bir ölü olduğu için ismini vermediğim bir
gazeteciye “Sakın Eyüp aleyhine bir daha
yazma” diye talimat veren de Özkök’ün kendisidir. Tüm
bu bilgiler ilgili yetkili birimlerce tespit edilmiştir. Dahası
var: Ertuğrul Özkök, hakkında yakalama kararı ve kırmızı bültenle
Türkiye’ye getirilme kararı olan bu FETÖ’cü ile yakın münasebetini
de inkâr etmemektedir. Pazartesi günü de bu olayın olup olmadığı
Özkök’e sorulmuştur.
Hakkını yemem, Özkök yüksek
profilli bir gazetecidir ve aleni bir gerçeği inkâr edecek kişi
değildir. Bu derece basit yalancılık Özkök gibi bir insanı rezil
eder. Fakat anladığım kadarıyla bu büyük skandalın üstü örtülerek
konu geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Bizim tarafın köşe
yazarlarının şu anki aşırı etkisiz hâli bu skandalı örtmek
isteyenleri heveslendirmektedir.
FETÖ’nün 1 numaralı terörist
finansörü göz göre göre kurtarıldığında ve şirketlerine geri
döndüğünde bile yaprak kımıldatamayan yaşayan
ölü “hükûmetçi” köşe yazarlarını elbette
kimse önemsemiyor. Fakat Özkök şunu unutmamalı: Bizim taraf köşe
yazarları bitik olabilir ama Cumhurbaşkanımıza ölümüne bağlı
milletin büyük çoğunluğu ve bence gerçek Atatürkçüler de bu olayı
asla kabullenemez. Mühim olan medya değil millettir,
millet...
Niye Londra’ya bu Fetullahçı
teröristin yanına hem de birkaç defa gittin? Niye 15 Temmuz
ihanetine rağmen bu FETÖ’cüye destek oldun? Niye emrindeki bir
yazara 2016-17’de, “Eyüp aleyhine bir daha
yazmayacaksın” diye talimat verdin? Bu soruları
cevaplamak bu millete karşı borcundur Özkök. Lütfen dürüst ol ve
bizlere açıkla. Ha eğer hukuki bir süreçten korkuyorsan merak
etme, Ahmet Küçükbay bile dışarıdayken
kimse asla sana dokunmaz. Eğer öyle bir şey olursa ben de doğru
bulmam ve karşı çıkarım. FETÖ’nün 1 numaralı iş adamları dışarıda
keyifle gezerken kimse Özkök’ü "günah
keçisi" seçemez. Bu milletin çoğunluğunun istediği
sadece dürüstlük. Neden yaptın bunu? Sen ve senin gibi Londra’daki
bu FETÖ’cü teröriste yardım edenler, niye bunu
yaptınız?
Son bir lafım da Kemalistlere ve
özellikle Soner Yalçın’ın Odatv’sine... Sizle çok kavga ettik ama
geçenlerde Küçükbay skandalıyla ilgili çok dürüst haberinizi
ekranda takdir de ettim. Ertuğrul Özkök’e niye siz de sormuyorsunuz
bu FETÖ’cü Eyüp Can skandalını? Lokanta haberini yapıyorsunuz da, o
FETÖ’cü lokantacıya buradan gidenleri niye merak etmiyorsunuz?
Arayın sorun Özkök’e. O da bu gerçeği teyit edecektir.
Bizim taraftan biri olsaydı da
böyle sessiz davranır mıydınız, yoksa o kişiye haklı olarak
yüklenir miydiniz? Yoksa “Odatv’nin gizli sahibi
Ertuğrul Özkök’tür” dedikoduları doğru mu? Küçükbay
haberiniz mükemmel bir gazetecilik çalışması ama peki bu azılı
FETÖ’cünün
avukatının Turgut ve Aslı
Kazan olduğunu bildiğiniz hâlde niye üstünü
örtüyorsunuz? Ahmet
Hakan ve İsmail Saymaz’ın da
avukatı yine Kazan Ailesi. Bu hiç dikkatinizi çekti mi? Turgut ve
Aslı Kazan yakında Küçükbay’dan hiç farkı olmayan Ali
Fuat Yılmazer’in ya da Sedat Sami
Haşıloğlu’nun da avukatlığını alırsa yine mi haber
yapmayacaksınız?
Bir tarafta bizim kanat, öbür
tarafta Kemalistler ve solcular bir şekilde bu olayların üstünü
örttükçe bu ülkede hiç kimse samimiyetten, onurdan, ahlaktan ve
namustan söz edemez.