FETÖ iş dünyasının bir numarası
adam. 1978’de İzmir’de kurduğu şirket almış başını gitmiş. 17/25
Aralık’tan sonra bile örgütle ilişkisini kesmemiş. Darbe
girişiminden sonra tutuklandı. Suçlarını kabul etti. İtirafçı oldu.
Terörün finansmanı suçundan ceza almadı. Örgüt üyeliğinden 6.5 yıl,
o da 5.5 yıla düşürüldü ve tahliye edildi. Şirketlerindeki kayyum
kaldırıldı ve hepsi kendisine iade
edildi. Ahmet
Küçükbay’dan bahsediyorum.
Yaprak kımıldamadı. FETÖ ile mücadele tam gaz sürecek deniyor ama
iş dünyasının bir numaralı FETÖ’cüsü bırakılıyor ve kimsede çıt
yok.
Adamın adı Ömer
Dengiz. AK Parti’nin Kayseri eski İl Başkanı. Adam
itirafçı olmuş. Yani suçu kabul etmiş. İtirafçı olmasına rağmen tek
gün ceza almadığı gibi beraat etti. Kimse bırakın ses vermeyi,
ağzını bile açmadı. Tıpkı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
hazırladığı Şakir Batmaz iddianamesinin
65 ve 66. sayfalarında açıkça suçlanan Boydakların
damadı Abdülhakim Coşkun’un beraat etmesine
ses edilmediği gibi.
İranlı uyuşturucu
baronu Naci Şerif Zindaşti.
Kızı Arzu Zindaşti'nin öldürülmesi talimatını
verdiği iddiasıyla yargılanan Orhan Ünğan'ın avukatı
Kudbettin Kaya'nın Florya'daki bir restoranda suikastın
talimatını vermekle suçlanıyordu. FETÖ'cü
Savcı Zekeriya Öz'ün
2010'da “Teraz” kod adıyla gizli tanık
yaptığı biriydi. Öz’ün prensiydi. ABD İstanbul Konsolosluğu İrtibat
Görevlisi ve FETÖ'den tutuklanan Metin
Topuz'la görüştüğü kayıtlara geçti. Hem FETÖ’cülerle
münasebetleri hem de uyuşturucu işinde
en “mafya” ve geniş bağlantıları
vardı. Ekim ayında Zindaşti'nin avukatı 'tutuk
incelemesi' için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza
Hâkimliği'ne başvurdu. Başvuruyu değerlendirilen
eski 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan,
Zindaşti ve 3 adamı
hakkında 'tahliye' kararı verdi. Bu
isimler tahliye edildikten üç saat sonra ortadan kayboldular.
Soluğu çoktan yurt dışında aldılar.
Tahliye kararı veren
Hâkim Cevdet Özcan'ın ataması, geçici olarak Küçükçekmece
Adliyesine yapıldı. HSK'nın dün açıklanan kararnamesiyle Cevdet
Özcan, Erzurum hâkimi olarak atandı. Kimse bu tahliyelerin perde
arkasını araştırmadı. Nasıl olur da Zindaşti gibi kritik öneme haiz
uyuşturucu kaçakçısı bırakılır diye sormadı. Bu tahliyeyi veren
hâkim âdeta ödüllendirildi.
Şimdi yazacağım bir tahliye değil
ama garip bir olay! Adamın adını henüz bilmiyoruz. Londra’da
Adalet Müşaviriymiş. FETÖ’cü Akın İpek’in
iade süreciyle ilgili İngiliz makamlarına yazı yazmış ve ByLock ile
ilgili şöyle demiş:
“ByLock, 'FETÖ üyeleri
arasında haberleşme amaçlı kullanılan bir uygulama.
Yazışmaların içeriği FETÖ’nün gizli amaçlarını gerçekleştirmek için
hayati öneme haiz suç teşkil eden ve gizli eylemler yürütmek
amacıyla kullanılmadığı sürece, bir kanıt olarak
kullanılamaz…”
Yargıtay kararına rağmen,
ByLock’u sadece FETÖ’cüler kullandığı netken İngiliz
makamlarına bunu yazmış. Bu kişi geri çağrıldı ama dönecek mi
bilmiyoruz. FETÖ’cü mü onu da öğreneceğiz. Ortada tuhaf ötesi bir
durum olduğu muhakkak...
Son yazdığım olay hariç
yukarıdaki meselelere hiçbir köşe yazarı değinmedi. Birkaç gazete
ve sitede haber oldu. Fuat Uğur ve benim dışımda bunları dert
edinen de yok. Eğer bu tahliyelerin sebebi sorulmuyorsa, garip
bulunmuyorsa FETÖ ile mücadelede ciddi bir sorun var demektir.
Sıradan tezgâhtar, öğretmen, Bank Asya’ya 500 TL yatıran içeride
çürürken güçlü isimler “paçayı
kurtarıyorsa” hep beraber oturup düşünmemiz
lazım.