Aydın Doğan'ın adamları iyice şanzımanı dağıttı. Ben sizleri yaşadığımız polemikle hiç ilgisi olmayan Sayın A. Mücahid Ören ve ailesini bu işe karıştırmayın ve sakın Ören Ailesi'ne iftira atmayın diye uyarmıştım. Yine son kez uyarıyorum. Umarım akıl ve zekâ ile davranırsınız.
Bakın dün Ertuğrul Özkök'ün bana attığı taş gibi, işleri
dilediğiniz gibi yapın. Özkök dün kendince kurnaz bir taktikle beni
"underestimate" etmeye çalışıyor. Özkök kabul et artık iyice
yaşlandın ve kurnazlık seviyen iyice yerlere düştü. Çok ağır mağlup
olacağın savaşlara salak gibi girmeye kalkıyorsun. Bence seni 30
yıldır kurtulamadığın illet "Zafer Mutlu kompleksi" bu hâle
getirdi. Ne yaparsan yap Zafer Mutlu kadar zeki ve organizatör
olamıyorsun. Hep ikinci, hep ikincisin. Adamın ölüsü bile senden
daha fazla para ediyor ve işe yarıyor. Aydın Doğan bu ölmüş hâlinde
bile Zafer Mutlu'ya senden daha fazla para ödüyor. Çünkü kıvrak
zekâsıyla Mutlu ne yapıp edip Doğan'ın kellesini bir yerde
kurtarmayı başarıyor. Senin kafana kalsa Aydın Doğan çoktan
hapishaneye girmişti. Bu lafı boşuna söylemiyorum.
Somut hadiseyi anlatayım: 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde
FETÖ'nün polis şefi tutuklu Ali Fuat Yılmazer, Aydın Doğan'dan
randevu almak ister. Doğan bu randevu talebini Ertuğrul Özkök ve
birkaç adamına danışır. Özkök başta olmak üzere herkes bu randevuyu
onaylar ve terörist Yılmazer'e Aydın Doğan randevuyu verir. Eğer bu
illegal randevu gerçekleşseydi ve Yılmazer elindeki binlerce yasa
dışı belge ile Doğan'ın Nakkaştepe ofisine gidip o yasa dışı
görüşmeyi yapsaydı şu an kimse Doğan'ı kurtaramazdı. Çünkü azılı
terörist Yılmazer adım adım DEVLET tarafından izleniyordu. Aydın
Doğan kesinlikle tıpkı terörist Yılmazer gibi hapisteydi. Doğan
Grubu diye bir holding de yoktu. Uzan Grubu gibi olacaklardı. Yani
Ertuğrul Özkök'ün kendini çok zeki zanneden beynine kalsa patronu
Aydın Doğan şu an hapisteydi.