Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon artık bir realite. Bütün
dünya bu sorunla boğuşuyor. Enerji maliyetleri, lojistik
sıkıntıları, tedarik zincirinin kırılması bunda etkin...
Türkiye gibi kırılgan ekonomik yapıya sahip ülkelerde yüksek
enflasyon daha fazla hissediliyor. Bizim 2021 Aralık ayına kadar
yüksek döviz sorunumuz da vardı. Dört aydır stabil...
Peki hayat pahalılığı sürer mi? Halka gerçekleri anlatmak lazım.
Bir malın bir ülkeden başka bir ülkeye nakliyesinin maliyetleri çok
arttı. Yani lojistik. Gemi ve konteyner eksikliği var. O yüzden iş
insanları sürekli ya gemi satın alıyor ya da kiralıyor.
Ham madde sorunu. Dünyada en önemli sorun... Pandemi dolayısıyla
üretim çok ciddi durdu. Ham maddeye ulaşmada sorun var. Bu da
fiyatların artmasına sebep olan etkenlerden biri.
Çin gibi üretimin yoğun olduğu ülkelerde maaşlar arttı. İnsanlar
artık bir kilo pirince çalışmıyorlar. Maliyetler eskisi gibi ucuz
değil.
Yukarıda yazdığım bir malın gidiş gelişi çok arttı. Taşınma,
nakliye fiyatları en tepeye çıktı. Lojistik sıkıntısı had
safhada.
Dünyanın, pandemi öncesi döneme denk gelmesi lazım. Pandemi
kuralları yavaş yavaş gevşiyor. Üretim arttıkça dünya
normalleşecek.
Bir de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali var. Dünyadaki buğday ve enerji
maliyetlerini ciddi arttırdı. Oradaki durum da belirsizliğini
koruyor...
Peki yapılması gereken ne? Macron gibi halka gerçekleri anlatmak.
Bir çiftçi Macron’a “geçinemiyorum” dedi. Macron da o
çiftçiye yüksek enerji maliyetlerini ve pandeminin etkilerini
anlattı.
İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak da benzer açıklamayı yaptı.
Dünya bir süre daha, belki bu yılın sonuna kadar enflasyonu
hissedecek. Sonra düzelmeler başlayacak.
Nurettin Nebati, “Artık yaz geliyor. Aralık ayından itibaren
her ay enflasyonun nasıl düştüğünü hep beraber
göreceğiz” dedi. Ben olsam tarih vermem. Macron ve
Sunak gibi konuşurdum. İnsanlar beklentiye girdi mi,
sonradan “Neden enflasyon düşmüyor?” diye
soruyorlar...