Dikkatle incelendiğinde bu
profesyonel kiralama ya da satın alma yöntemi hiçbir zaman tutmamış
ve başarılı olmamıştır. Hep bu yöntemin sonu o siyasi partiler ve
liderler için hüsran olmuştur.
Bakın bunun yakın dönemde
örneklerinden biri Tuncay Özkan-Mesut
Yılmaz ilişkisidir. Düşünün ulusalcı ve solcu bir
gazeteci olan Tuncay Özkan tüm medya âleminin bildiği gibi bir
dönem çok sert ANAP
militanlığı yapmıştır. Genç
okurlarımın “Bu nasıl olur? Kemalist Tuncay Özkan,
Özal’ın felsefesini mi savundu?” dediğinizi duyar
gibiyim. Ne kadar ironik ki, bu garabet aynen olmuştur. Merhum
büyük devlet adamımız Turgut Özal’ın siyasi felsefesinin tam
zıddında olan solcu Kemalist bir adam sırf menfaat ilişkileri
gereği ANAP ve Mesut Yılmaz savunuculuğu yapmıştır. Peki sonuç ne
olmuştur?
Hem ANAP hem de Mesut Yılmaz
tarihe karışmıştır. Bu tür yanlış medya propaganda ilişkileriyle
gidilecek yolun sonu hezimettir. İşte biz de AK Parti olarak bunun
benzerini yaşadık 23 Haziran’da. Profesyonel olarak
kiralanmış gazeteci modeliyle iş yürümez. Bizim taraf
olarak kesinlikle ders alıp yola düzgün şekilde devam etmeliyiz.
Bakın AK Parti yakın zaman önce de bunu yaşadı. Tuncay Özkan’ın bir
anda ANAP’lı oluşu gibi 28 Şubat destekçisi Fatih Altaylı da bir
anda AK Partili ve Erdoğancı olmuştu.