Bugünlerde Suriyeliler
dolayısıyla göç konusu yeniden tartışmaya açıldı. Gerçi bizde
tartışma olmuyor. Doğrudan ırkçılık yapılıyor. "Sokaklarda Arap
görmek istemiyorum" diyen sanatçı bozuntularından, bir Suriyeli suç
işlediğinde bunu tüm Suriyelilere mal edenlerin kafa yapısı oldukça
sorunlu. Hâlbuki iyi incelenirse göç bir ülke için çok
faydalıdır.
Ülkemizde ve dünyanın başka
yerlerindeki Suriyeliler savaştan canlarını kurtarmak için başka
yerlere göç ettiler. Esad'ın bombalarından canlarını kurtarmak için
kaçan insanlara niye savaşmıyorsun diye soranları bile gördük.
Irkçılık bu topraklarda yok denecek kadar azdır. Ancak son
olaylarla bazılarında bu damarın var olduğunu görmek çok
acı.
Peki göç dünyayı değiştirir mi?
Göçmenler gittikleri yere ne katar? Bu tür bilimsel çalışmalara,
makalelere bakmakta fayda var. Bizde işin ciddi olarak ne getirip
götürdüğüne bakan, araştıran yok. Dünya bizim gibi
değil.
BBC'nin World Histories
isminde nefis bir dergisi var. Bu derginin 2018 Ağustos/Eylül
sayısı göç konusunu masaya yatırmış. Ne zamandır bu
konuya değinecektim ama işlerin yoğunluğu ve iç gündemin aşırı
fazlalığından bir türlü fırsatım olmadı. BBC World
Histories "Göç dünyayı nasıl değiştirdi? (How has migration changed
the world?)" başlıklı makalesinde nefis bir derleme
yapmış. Dünya tarihi boyunca insanlar başka kıtalara göç ettiler,
okyanusları geçtiler, savaşlardan, idamlardan kaçtılar, köle olarak
satıldılar. Konusunun 8 uzmanı, göç eden insanların
yerleştikleri ülkelere ne kattıklarını ve arkalarında bıraktıkları
toprakları değerlendirmiş. Ben de bunların 6'sını
derledim:
***
Robert Garland-New York
Colgate Üniversitesi'nde Klasik Çağ Profesörü
"Hem Eski Yunan hem Roma
medeniyetleri büyümelerini ve imparatorluklarını uzun süre
sürdürmelerini göçe borçlular."
Yunanlılar ve Romalılar
yerlerinden edilmiş insanların hareketleriyle ayakta kaldılar.
Romalıların demografik olarak hızla büyümeleri yabancıların
akınıyla oldu. Roma'nın ilk kralı Romulus Capitole
Hill'e şöyle yazdırmıştı: "Yeni fırsatlar aramak için komşu
toplumlardan kaçan kimi köle insan kalabalıklarının
anısına."
Yunan medeniyeti nüfusu başka
yerlere göç etme arzusunda olduğu için yayıldı. Romalılar ise
dışarıdan göçmen kabul ettiği için büyüdü. Yani hem Eski Yunan hem
Roma medeniyetleri büyümelerini ve imparatorluklarını uzun süre
sürdürmelerini göçe borçlular.
Jessica Gibbs-Aberystwyth
Ünivesitesi'nde Öğretim Görevlisi
"18. yüzyılda bağımsız
bir ülke olarak kurulduğu günden beri Amerika milyonlarca göçmene
ev sahipliği yaptı ve onların hayalindeki yer
oldu."
Göç Amerika'nın dış politikasını
belirledi. Bill Clinton döneminde Kuzey İrlanda barış süreci
İrlandalı-Amerikalılarla alakalıydı, tıpkı 19. yüzyılda İrlanda
bağımsızlığını savunan Amerikalılar gibi.
Soğuk Savaş döneminde Amerika'nın
dışa açık politikası sahip olduğu göçmen orijinliler sayesinde dış
politika lobilerinin gelişmesini cesaretlendirdi. Bunun en tipik
örneği Amerika'daki Kübalılardır.
Sumita Muhherjee- Bristol
Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi
"20. yüzyıldaki
anti-kolonyal ve evrensel insan hakları konusunda verilen
mücadeleler göçmenler tarafından
belirlenmiştir."
Göç 18. ve 19. yüzyılda Avrupa
imparatorluklarını ve emperyal fetihlerin yapısını belirlemiştir.
Avrupa'daki kolonyal yetkililer, askerî görevliler, tüccarlar,
misyonerler ticaret, fetih ve yerleşmeyle dünyanın çeşitli
yerlerini kolonileştirerek göçe dâhil olmuşlardır. Ama göç aynı
zamanda imparatorlukların dağılmasına da katkı sağlamıştır. 20.
yüzyıldaki anti-kolonyal ve evrensel insan hakları konusunda
verilen mücadeleleri göçmenler tarafından belirlenmiştir. Asya ve
Afrika'daki kolonyal karşıtı hareketlerin çoğu lideri politik
kariyerlerine Avrupa ve Amerika üniversitelerinde
başlamıştır. Kwame Nkrumak Gana'da, Jomo Kenyatta
Kenya'da, Jawarhal Nehru Hindistan'da milliyetçilik hareketlerini
başlatmıştır.
David Abulafia-Cambridge
Üniversitesi'nde Akdeniz Tarihi Emeritus
Profesörü
"İnsanlar ne kadar çok
karışırsa şehirler ekonomik ve kültürel olarak daha çok
gelişir."
Neticede hepimiz göçmeniz.
Nazilerin "sırf ırk" tezinin hiçbir geçerliliği yok. İnsan genomuna
dâhil araştırmalar hepimizin karıştığını ortaya koyuyor. Alman
işgalcilerin varışı 5. yüzyıldaki krallıkların eski politik, sosyal
ve ekonomik düzeni değiştirmiştir. Bunun sonucunda Fransa'daki
Franklar, İngiltere'deki Anglo Saksonlar gibi bugünkü gruplar
oluşmuştur.
Fenikelilerin gümüş ve bakırı
Orta Doğu'dan taşımaları Kuzey Afrika'yı canlandırdı ve Tunus
yakınlarındaki Kartaca'nın ortaya çıkmasını sağladı.
Meleisa Ono-George
-Warwick Üniversitesi'nde Karayipler Tarihi Öğretim
Görevlisi
"Berbat şartlarda çalışan
köleleştirilmiş insanlar İngiltere'nin sanayileşmesi ve bireysel
refahta en itici güçtü."
Anglo-Karayip göçü sadece Avrupa
ya da Afrika'da olmadı. 1834'te İngiliz Karayipleri’nin durması
sonrası tarımcılar Asya'dan da işçi aradılar. Hindistan ve Çin'den
insanlar 19. ve 20. yüzyılda çalışacakları tarım fabrikalarının
olduğu yerlere göç ettiler. İşte bu tür göçler büyük oranda
demografik yapıyı değiştirdi ve diaspora toplumların ortaya
çıkmasına vesile oldu. Bu toplumlar da kültürü, fikir dünyasını ve
refahı geliştirdi.
.
James Evans-Emigrants
(Gurbetçiler) Kitabının Yazarı ve Tarihçi
"Kuzey Amerika'ya 'daha
canlı' İngilizlerin varışı dünya için çok olumlu bir
gelişmeydi."
Hemen her konuda farklı görüşlere
sahip Otto von Bismark ve Winston Churchill bir konuda hemfikirdi:
Dünya tarihindeki en önemli gelişme Kuzey Amerika'nın İngilizce
konuşmasıdır. Sanırım ikisi de haklıydı. Buna ek olarak ABD de
İngilizce konuşuyor ve İngiliz kanun ve kültürü belirleyici role
sahip. 17. yüzyılda Amerika'ya göç eden yüz binlerce kadın, erkek,
çocuk İngiliz göçmenin dünyayı nasıl değiştirdiğine bu bile büyük
bir örnek...