Dün 28 Şubat'ın 22. yıl
dönümüydü. Cumhuriyet tarihinin en kepaze
darbelerinden biri olan 28 Şubat'ın bu ülkenin yüzde 65-70'ini
oluşturan milliyetçi-muhafazakâr-mütedeyyin insanlar üzerindeki
travması hâlâ devam ediyor. Tam 285 bin aile 28
Şubat'tan dolayı parçalandı, yıkıldı. Gazeteler darbe
sürecinin travmatik etkilerini, batırılan bankaları, eğitime
verilen zararları, başörtülü arkadaşlarımızın çektikleri onulmaz
yaraları, sosyal dokunun yerle bir edildiğini detaylı şekilde
yazdı, çizdi.
Bin yıl sürecek denilen süreç 5
yılda paramparça edildi. Milletin iktidarı geldi ve 17
yılda gereken hizmetleri fazlasıyla yaptı. Ne var ki
28 Şubat darbesinin gerçek mimarları hâlâ yargılanmadı. 15
Temmuz'u yapanlardan, doğrudan ya da dolaylı destek veren herkesten
hesap soruldu, sorulmaya devam ediyor. Yapılmış ve başarılı olmuş
28 Şubat darbesinin hesabı ise hâlâ sorulamadı.
Benim bildiğim AK Parti 17 yıldır
iktidar. Tamam, 2007 e-Muhtıra ve Cumhurbaşkanlığı süreci
yaşandı. Kemalist cunta, eşi başörtülü biri Cumhurbaşkanı olmasın
diye var gücüyle uğraştı. Sonra 2011 sonlarından itibaren FETÖ
tehlikesi belirdi ve 2017 Nisan referandumuna kadar bununla
mücadele edildi. O zamanlar AK Parti'nin 28 Şubat'ın
hesabının sorulmamasını anlarız. Kolay değildi, hem darbeci
Kemalistler hem de FETÖ ile uğraşırken 28 Şubat'ın bütün ayaklarını
yargı önüne çıkartmak.
İki gündür AK Partili bütün
siyasiler, hükûmeti destekleyen yazar-çizerler 28 Şubat hakkında
söylenebilecek her şeyi söylediler. Ne enteresandır ki
bazı siyasiler de medya ve sivil toplum ayağının niçin
yargılanmadığını -isim vermeseler de-
öğrenmek istediler. Ama biri bile çıkıp yargıyı
göreve çağırmadı. Bu aynen Mansur Yavaş'ın Fırat Çakıroğlu'nun
katledilmesini kınayıp PKK-HDP'ye tek laf edememesi gibi bir
şey.
Bazı siyasiler belki farkında
değil ama 28 Şubat'ın medya ayağının üyeleri hâlâ aktif
gazetecilik yapıyor. Bunların programına katılan, söyleşi yapan
siyasetçiler var. 28 Şubat öyle basit kelimelerle
anlatılacak bir süreç değil. Yaşanan acılar iki manşet bir yorumla
geçiştirilemez. Hollywood'un en başarılı yönetmen ve senaristlerini
çağırsanız yaşananları filme çekemez.
Peki 28 Şubat'ın 5'li çetesi
bilinmiyor mu? Medya ayağının tamamı hayatta. YÖK'teki din düşmanı
28 Şubatçılar yerlerinde değil mi? Sivil toplum kuruluşları
yerlerinde değil mi? Ee, bunları yargı önüne çıkarmak için ne
bekleniyor? İktidar biz değil miyiz? Darbe yapılmış, başarılmış,
deliller orta yerde. Yargı neyi bekliyor? Askerler yargılandı,
cezalar verildi ama yaştan dolayı hepsi ev hapsine mahkum edildi.
Bu karar da vicdanları yaraladı.