İyi Parti Hareketi’nde şu an göz gözü görmüyor. Herkes birbirini suçluyor. Parti içinde tam bir kaos ve keşmekeş var. Fakat birazdan ifade edeceğim gibi kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bir karmaşık ilişkiler ağı var İP camiasında...
Hafta başında biliyorsunuz Ümit Özdağ kendi partisiyle ilgili inanılmaz açıklamalar yaptı ve İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu alenen FETÖ’cü olmakla suçladı. Bakın burada dikkat, “Bir dönem FETÖ’yü destekledi ya da FETÖ’ye yakındı” gibi Türk siyasi hayatında neredeyse herkesi kapsayacak bir tenkit değil. Doğrudan savcıları ilgilendiren “FETÖ’cü” suçlaması. Buğra Kavuncu’nun Enver Altaylı gibi dehşetli seviyede tehlikeli ve Türkiye’ye ihanet etmiş bir istihbaratçının yeğeni olduğu doğrudur. Altaylı, ruhunu CIA’ya satmış bir adamdır. Elbette dayısından ötürü kimse sorumlu tutulamaz.
Fakat Buğra Bey’in dünkü İsmail Küçükkaya yayınına kadar, “Evet dayımdır ama ben dayımın yaptığı vatana ihaneti şiddetle kınıyorum ve onu reddediyorum” dediğine hiç şahit olmadık.