Kaz Dağları’nda siyanürle
altın aranıyor ve doğa katlediliyor naralarıyla sözde
sanatçı, aydın takımının vaveylalarını duyduk. Meğer doğaya duyarlı
ne kadar insan varmış! Ama hiçbirinin derdinin doğa, yeşillik
olmadığını biliyoruz.
Sosyal medyada, her yerde
yazıldı. Kaz Dağları elden gitmesin diye
kıyamet koparan bir kısım zevatın aynı yerde villası çıktı. Arsası
olanlar, yatırım yapanları da gördük. Hatta İstanbul ve Bodrum gibi
yerlerde sahip oldukları evlerin hangi yeşil ortama yapıldığı da
belgeleriyle saçıldı orta yere. Onların hangi ayıbını ortaya
çıkarırsak çıkaralım asla utanmıyorlar...
Dertlerinin doğa olmadığı aşikâr.
Peki dert ne? Çok basit. Bu mesele üzerinden yaygara
koparalım, hükûmete çakalım, oyu düşsün! Bu kadar
basit. Türkiye’de aydın, sanatçı diye geçinenlerin bir
kısmının asla vatan, millet diye dertleri yok. Öyle olsa 15
Temmuz’da ses verirlerdi. Aynı adamlar aynı banallıkla 2007’de
cumhuriyet mitinglerine destek verip e-Muhtıra'yı desteklemediler
mi? 17-25 Aralık’ta attıkları tweetlerle Başkan Erdoğan’ın
devrilmesini istemediler mi? PKK’nın siyasi kanadı HDP’ye açık
destek vermediler mi? PKK’nın katliamlarından dolayı bir kez olsun
PKK’yı kınadılar mı?
Ordumuz Afrin’e Fırat Kalkanı ve
Zeytin Dalı operasyonlarını yaptığında bir kez olsun destek
mesajı verdiler mi? Bakın altını çiziyorum; Türk
Silahlı Kuvvetleri DEAŞ ve PKK’yı bitirmek için sınır ötesine geçti
ve bu ülkenin bazı çok meşhur sanatçılarından çıt
çıkmadı. Olacak iş mi bu? Sorsan hepsi vatansever.
Öte yandan Kaz Dağları üzerinden duyar
kasıp, yeşil doğa edebiyatı yapıyorlar. Böyle
ikiyüzlülük dünya tarihinde görülmemiştir...
Sanatçının, aydının siyasi görüşü
olacak tabii. Bu hükûmeti ve Erdoğan’ı da yerden yere vursunlar ama
vatan konusu tartışmaya açık değildir. Ordumuz yarın
bir gün Fırat’ın doğusuna ansızın girebilir ve PKK/YPG’yi hallaç
pamuğu gibi atabilir. Böyle bir durumda ne
beklersiniz? Herkes devletimizin yanında olmasını. Ama öyle
olmuyor. Kaz Dağlarına kıyamet koparanlar, teröristler imha
edilirken ağızlarını açmıyorlar. Hatta bazıları bundan üzüntü bile
duyacaktır.
İşte bu tür sanatçılarla yol
alınmaz. Bu tür sanatçılar da ne olursa olsun “medeni
ölü” olmalıdır. Batı’da “DEAŞ acaba bu
eylemleri çaresizlikten mi yapıyor?” diye
düşünemezsiniz bile. Öyle bir fikir yoktur çünkü. Kimsenin
aklına teröristi
anlayalım gibi anlamsız düşünceler
gelmez. Zaten mesleği ne olursa olsun, herhangi biri hükûmete
muhalif bile olsa PKK-FETÖ konusunda, sınır ötesi operasyonlarda
milletinin yanında olur. Solculuk ayağına, hümanizm adına terörizme
şefkatle bakmaz. Şefkatle bakan mı var diyecekler şimdi? Var
ve sayıları hiç de az değil. Devlete terörist, katil
diyen adamların milletvekilleri olduğu ülke
burası. Öyle özgür yani. Kaz Dağlarında doğa
edebiyatı yapanların bundan iki sene önce PKK’nın şehit
ettiği Eren Bülbül için tek söz
ettiğini, bir tek başsağlığı dilediğini görmedim. PKK’nın kurban
eti dağıtırken katlettiği Yasin Börü’nün
adını andıklarını duymadım...