Yazdığınız her yazıyı, ağzınızdan çıkan her cümleyi cımbızlayıp hakkınızda algı yapan geniş bir kesim var. Bunların çoğu da sosyal medyada muhalefeti destekleyen tipler.
Demediğiniz şeyleri demiş gibi gösteren, sonra sizi sosyal medyada pinçik pinçik etmek isteyen geniş bir kesim var. Tabii Rus atasözünün de dediği gibi: “Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var...” Nitekim çıkıyor da.
Bakalım şimdi, kim hukuk derdinde, kim değil? Mesela Sayın Cumhurbaşkanımıza iğrenç benzetmelerde bulunan Sedef Kabaş’a karşı taraftan bir kişi bile, “Yaptığın benzetme yanlış” diyen oldu mu? Hiç sanmıyorum. Ya da Cumhur İttifakı’nı destekleyenlere her gün küfür kıyamet giderken bir kişi bile, “Yaptığınız doğru değil” diyor mu?
Güya karşı taraf demokrasiye inanıyor. Kutuplaşmadan şikâyet ediyor. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevenlere hakaret ediyorlar. “Erdoğan’ı nasıl desteklersin?” diyorlar. Arkadaş böyle laf olur mu? Herkes seninle aynı fikirde olmak zorunda mı?
Herkes CHP ya da İyi Parti’yi desteklemek zorunda mı? Onları destekleyince mi demokrat olunuyor? Bu nasıl bir kafa ya da mantık!..
Karşı mahalleden farklı düşündün mü, o zaman demokrat değilsin. Kutuplaşmadan şikâyet edenler gün gelip herkesi yargılamakla tehdit ediyorlar. Yani mahkeme ellerinde, hepinize hesap soracağız diyorlar.
Mesela Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, “Devr-i sabık olacak” diyor. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ve etrafını yargılayacağız diyorlar.
Sonra da “Biz demokratız” hükmü veriyorlar. Sizlerin derdi demokrasi ve hukuk değil. Derdiniz aslında ikna edemediğiniz halk. Milleti küçümsüyorsunuz. Demokrasiye inanmıyorsunuz...