Terör örgütlerinin amacı korku
yaymak. Halkı yaptıkları eylemlerle sindirip geri adım attırmak.
PKK terör örgütü yıllardır hem halkımızın canından hem de
ekonomimizden götürdü. Devletimiz büyük bir mücadeleyle hain örgütü
iyice köşeye sıkıştırdı.
PKK başta Avrupa olmak üzere
birçok yerden kendisine finans buluyor. Bir de siyasi kanat
üzerinden elde ettiği belediyelerle istediğini yapmaya çalışıyordu.
Belediyelere kayyum atanmasıyla para kaynakları ciddi darbe aldı.
Devletimizin kararlılığıyla Güneydoğu’da PKK artık kıpırdayamaz
durumda. Cizre, Şırnak gibi yerler kayyumlarla beraber nefes aldı
ve halk hizmet gördü. İnsanlar artık sokaklarda olması gerektiği
gibi rahatlıkla gezebiliyor.
Bu hain örgüt Karadeniz’de de
uzun zamandır sansasyonel eylem peşindeydi. Eren kardeşimizin
Maçka’da PKK’lı teröristlerce şehit edilmesi hepimizi derinden
etkiledi. Güvenlik güçlerimiz muazzam operasyonlarıyla teröristleri
Karadeniz’e gömdü. Dün gelen haberler bu açıdan çok
olumluydu.
PKK'nın Karadeniz Bölgesi'nde
sansasyonel eylem yapması için gönderdiği 22 kişilik sözde
'Karadeniz Açılım Grubu'ndan 2’si İçişleri Bakanlığının 'aranan
teröristler listesi'ndeki 'kırmızı kategori'de yer alan ve başına 4
milyon lira ödül konulan, 6'sı ise 'gri kategori'de aranıp başına
300 bin lira konulan toplam 15 terörist öldürüldü.
PKK terör örgütü 1998’den beri
Karadeniz’de eylem yapması için 12 terörist gönderdi. Ordu,
Giresun, Trabzon ve Gümüşhane kırsalında dörderli ve ikişerli gruba
ayrılan teröristlerin sayısı, sonradan gönderilenlerle 22 oldu.
2015 yılının Haziran ayında, Giresun'un Kümbet Yaylası kırsalında
istihbarat birimlerimizce telsiz görüşmeleriyle deşifre edilen
sözde 'Karadeniz Açılım Grubu', 2016 yılında Ordu'nun Mesudiye
kırsalında büyük darbe vurulması sonucu çözüldü.
Sonunda Ordu-Giresun-Trabzon
hattında bu teröristler öldürüldü. Buralarda insanlarımızı
korkutmak isteyip örgüte güç kazandırmak isteyen PKK avucunu
yaladı. Başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinde ve İçişleri
Bakanımız Süleyman Soylu’nun öncülüğünde müthiş işler çıkarıldı.
Bütün güvenlik güçlerimize şükran borçluyuz. Karadeniz zor bir
coğrafyadır. Gelip görünce bu coğrafyadaki sıkıntılar
anlaşılır.
PKK, Karadeniz’de asla nefes bile
alamaz. Burayı kendilerine merkez görüp korkutarak ivme kazanmaya
çalıştılar. Çünkü Karadeniz’i korkutursa PKK, Türkiye’nin genelinde
bu korkuyu daha da derinleştiririz diye düşünüyordu. Ama
başaramadı. Başarması da mümkün değil.
Belki PKK aynı şeyi ülkemizin
başka bölgelerinde de denemek isteyecektir ama nerede denerse
denesin başta güvenlik güçlerimiz olmak üzere halkımız hepsini
halledecek, onları tarihin çöplüğüne gönderecektir.
Trump yargılanır ya da
azledilir mi?
2016 başkanlık seçimlerinde ABD
medyasında FOX News’in küçük bir bölümü hariç tamamı Trump’a
karşıydı. Her koldan Trump’a saldırdılar. Hillary Clinton’a toz
kondurmadılar.
Aynı şey iş dünyası ve Wall
Street için de geçerliydi. Ne var ki Amerikan halkı Trump’ı tercih
etti. Bunda seçim sistemindeki tuhaflığın da katkısı
oldu.
Trump seçildiğinden beri medyayla
kavgalı. Medyanın ona haksızlık yaptığı bir gerçek. Önce Rusya’nın
Amerikan seçimlerine hile karıştırdığını ve Trump’ın da işin içinde
olduğunu yazıp söylediler. 1,5 yıl her yerden bastırdılar. Çok
fazla olmamakla beraber bazı Cumhuriyetçiler de onlara destek
verdi. Bir şey elde edemediler.
Bu sefer FBI avukatı Michael
Cohen’i zorladı. Cohen, ABD Başkanı Trump'ı kastederek “adayın
isteği üzerine” seçim finansmanı yasasını ihlal ederek, bazı
kişilere sessiz kalmaları için ödemeler yaptığını itiraf
etti.
Anayasa hukukçusu Larry Tribe bu
durumu şöyle anlatıyor: "İster doğrudan itham edilmeyen bir suç
ortağı olarak tanımla ister tanımlama, 21 Ağustos 2018 günü
itibarıyla şu an görevdeki başkan tam olarak budur, bugün yargı
açısından rezalet bir gün olarak tarihe geçecek. Bu Michael
Cohen'ın, seçime kısa süre kala, Trump adına seks skandallarını
gizli tutmak için para ödeyerek bilinçli bir şekilde yasa dışı bir
kampanya yürüttüğüne dair iki suçu kabul etmesinden kaynaklanıyor."
(BBC Türkçe)
Boston Globe’da Michael A. Cohen
ise şöyle yazdı: “Böyle bir yasal bomba, Watergate skandalı
sırasında bile patlamamıştı. Salı günü Trump hakkında suç
duyurusunda bulunulmamasının en büyük gerekçesi olarak Adalet
Bakanlığının görevdeki bir başkanı itham etme yetkisinin olmamasını
bile gösterilebilir.”
Şimdi soru şu: Trump yargılanır
mı yoksa görevden azledilir mi? Trump’ın bu olaydan yırtacağını
savunanlar da var ama artık Cumhuriyetçiler de Trump’ın arkasında
durmuyor. Mitt Romney bile kimse kanunlarda üstün değil diye Tweet
atarak Trump’ın yargılanması gerektiğini söyledi.
Bakalım ne olacak? Durum ortada.
Ancak Trump’ın “Eğer herhangi bir şekilde hakkımda yargı yolu
açılırsa piyasalar çöker ve herkes fakirleşir” demesi durumun
parlak olmadığını gösteriyor.