Türk medyasında Reza Zarrab olayı konuşuluyor ama olayın nerdeyse tüm tarafları yanlışlarla doğruların karıştığı dezenformatif bir zeminde bunu yapıyor. Gazetecilik adına rezalet bir tablo var. Ben 27 Temmuz 2015’de -Yeni bir kara propaganda dalgası- başlıklı yazımda bugün olacakları yazmıştım ve şimdi yazdıklarım -her zaman olduğu gibi- hayata geçiyor. O zaman bu yazımı dikkatle okuyanlar bugün olanlara şaşırmazlar...
Gazetecilik değil iktidar kavgası
Zarrab olayını en çok takip eden gazeteci Tolga Tanış bile birçok konuda yalan yanlış bilgi veriyor okurlarına. Nasılsa yalan yazmanın Türkiye’de bedeli yok. Daha doğrusu hiç kimsenin hakikatleri anlamak diye bir derdi yok. Bu ülkede herkes iktidar savaşı veriyor ve gazetecilik de iktidar kavgasının vasıtasından ibaret. Can Dündar’ından Fatih Portakal’ına hepsinin derdi Tayyip Erdoğan’ın ABD tarafından indirilmesi ve hapse atılması. Akif Beki gibi hayatını ve servetini Erdoğan’a borçlu bir adam bile dün sinsice Erdoğan nefretini sergiliyor yazısının son cümlesiyle.
Zarrab ve Zencani ortak değil düşman
İktidar kavgası veriyor ve kelle almak istiyorsanız o zaman kelleniz alındığında da onurluca kabul edeceksiniz ve ağlamayacaksınız. Çünkü savaş yapmak demek ya kelle almak ya da kelle vermektir. Haa eğer gerçek gazetecilik yapıp tam olarak hakikati anlamaya çalışıyorsanız komünist de olsanız büyük saygım vardır. Siyasi ideolojisini gazeteciliğe karıştırmayıp hakikat savaşı veren gazeteciler varsa onlara gerçekleri anlatayım. Her şeyden önce binlerce kez yanlış yazıldığı gibi Zencani ve Zarrab ortak değil nerdeyse düşman. Türk devlet kayıtlarına göre bu iki isim hep birbiri aleyhine konuşmuş ve iş ortaklıkları yok. Öte yandan bu ülkenin büyük harfle DEVLET kurumu İran devletini Zencani’nin İran paralarını iç ettiği hakkında çok uyarmış...