Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının çeşitli sebepleri var. Bunları çok tartıştık burada. Elbette pandeminin de büyük etkisi oldu.
Rusya’nın Ukrayna'yı işgali de yüksek enflasyona az da olsa tesir etti. Ama esas sebeplerden biri 7-8 TL civarındaki doların 22 Aralık 2021’e kadar bir ara 18 TL’yi görmesiydi. Sonra devreye Kur Korumalı Mevduat Programı alındı ve dolar 13 liraya kadar indi.
Rusya-Ukrayna savaşıyla beraber 14,50 sınırına kadar geldi. Bunları anlıyoruz. Dolar 7-8 TL de olmaz. O zaman ihracat yapmanın bir anlamı yok. Türkiye’de herkes bir ara "döviz bir yerde dursa" diyordu. 4 aydır duruyor döviz.
Ancak birkaç gündür, önce 15 sınırını geçti ve hatta 15,25 oldu. Dövizin artması Türkiye’de iğneden ipliğe her şeyin zamlanması demek.
Dış ticaret açığımızın en büyük sebebi 55 milyar dolarlık enerji maliyeti. Zaten onu kapatsak pek sorunumuz kalmıyor. Döviz yeniden artarsa benzin, elektrik, doğalgaz yeniden zamlanacak demek.
Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar, Kur Korumalı Mevduatla (KKM) ilgili rakamları paylaştı. Ondan aktarıyorum:
“22 Nisan itibarıyla KKM 782 milyar TL'ye ulaştı. Kur Korumalı Mevduata baktığında bireylerde 8 milyar dolar, tüzelde 11 milyar dolarlık bir yabancı paranın TL'ye geçtiğini görüyoruz. Bizim bilançolarımızın pasifinde mevduat ve öz kaynaklarımız var. Bizim mevduatın yapısında yabancı para çok ciddi anlamda artmıştı. KKM ile TL likidimiz arttı. Merkez Bankası’yla SWAP yapıyorduk. Bunun bir maliyeti vardı. KKM ile likidimiz oldu. Merkez Bankası net rezervinin Kur Korumalı Mevduat ile 9 milyar dolar arttığını görüyoruz.”