Biri çıkar, çocuklara Kur'ân öğretilmesini "Orta Çağ
zihniyeti" olarak yorumlar. Müslümanlara doğrudan hakaret eder
ama baskın çıkmaya çalışır...
Diğeri çıkar, "başörtüsü şeriat isteyenlerin
üniformasıdır" der. “Ben başörtülü hâkime
güvenmem” diye açık açık dindarlara söver...
Başkası köpek gezdiren adam videosu atar. Cumhurbaşkanımıza açık
açık alçakça benzetme yapar. Tepki görünce videoyu
kaldırır...
Bir diğeri şehit yakınının bacısına söver. Akrabalarına gazeteciyi
dövdürür. O da baskın çıkar...
Bu saydıklarım yakın zamanda muhaliflerin yaptıkları ve
söylediklerinden bazı bölümler. Daha çok var ama bunlar sadece
özet...
Üç gün önce Sedef Kabaş isimli kendisine iletişimci diyen
ama iletişimin 'i’sinden anlamayan tip Cumhurbaşkanımıza doğrudan
hakaret etti. Dediği laf bu: “Çok meşhur bir söz vardır.
Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da
tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman
o kral olmaz. O saray ahır olur."
Cumhurbaşkanımıza doğrudan aşağılıkça benzetme yapacaksın, sonra
da kıvıracaksın. Sedef Kabaş mahkemede “Sayın Cumhurbaşkanını
hedef alarak kullanmadım" demiş. İnsan az mert
olur! Sonra polis ve savcının karşısında süt dökmüş kediye
dönüyorsun.
Üstelik Kabaş geçmişte Cumhurbaşkanımıza hakaretten 11 ay hapis
cezası almış biri. Zerre akıllanmıyor. Zoru görünce
de "O bir Çerkez atasözü" diyor. Sadece
Kabaş değil bütün muhalifler söz birliği etmişçesine atasözü
deyip savunmaya geçiyorlar. Ne dediği o kadar açık ki. Ama bunların
hepsi böyledir. Bütün yürekleri savcı ve polisi görene
kadar.
Kabaş’ın işlediği suç, Türk Ceza Kanunu'nda, "Devletin
egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı
suçlar" bölümünde yer alıyor. TCK'nın 299'uncu maddesinde,
Cumhurbaşkanına alenen hakaret eden kişinin 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8
aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı
kaydediliyor.