Dün Çağlayan Adliyesinde 37. Ağır Ceza Mahkemesinde Sözcü gazetesi davası vardı. Fuat Uğur, Ersoy Dede ve ben adliyede tanık olarak ifade verdik. Hüseyin Gülerce ise ikameti Yalova'da olduğu için oradan tanık olarak dinlendi. Bütün tanıklar kendilerine sorulan soruları cevapladılar. Ben buradan konuyu kendi adıma yeniden anlatmak istiyorum.
Bir kere tanıklar hakkında zorla getirilme kararı çıkarılmasına şiddetle itiraz ediyorum. Karakollardan, jandarmadan bütün tanıklara zorla getirilme kararı çıkmış. Yahu hepimiz ekranlarda yorum yapan, gazetelerde yazı yazan insanlarız. Böyle bir davete zaten icabet ederiz. Üstelik hepimiz son gün zorla getirme kararı olduğunu öğrendik ve şaşırdık. Bunun yanlış olduğunun altını bir kere daha çizmek isterim.
Gelelim Sözcü davasına. Hâkim bey dün bana -ve muhtemelen diğer tanıklara- sadece ama sadece iddianameye bakarak tanıklığımı talep etti. Sorduğu şuydu: "Gökmen Ulu, Mediha Olgun, Yonca Kaleli ve Burak Akbay FETÖ'cü olmamakla beraber FETÖ'ye yardım ve yataklıkla suçlanıyor. Bu konu hakkında ifadeniz görgüye, duyuma ve hissiyata dayalı olabilir." Bakın altını tekrar kalın kalın çizerek söylüyorum, hâkim bey bize iddianameye bakarak tanıklık yapmamızı istedi.