Gazetelerin muhalif olması çok normal. Analarının ak sütü gibi helaldir. Kimse aynı şeyi düşünmek zorunda değil. Zıt görüşler demokrasi için olmazsa olmazdır.
Ama iş millî güvenliğe gelince o zaman kimin nasıl tavır
aldığına bakılır.
Nitekim Barış Pınarı Harekâtı’yla ilgili olarak yapılan yayınlar
çok önemliydi. Bazı gazetelerin zaten PKK ağızlı olduğunu
biliyoruz. SDG üzerinden haberler yaparak Türkiye’yi işgalci olarak
gösteriyorlar. Aslında yaptıkları aleni suç.
Bu
minvalde mesela Sözcü gazetesinin
yayınları önemliydi. Sözcü sıkı bir hükûmet muhalifidir. Hemen her
gün hükûmet aleyhine haberler yapar. Barış Pınarı başladığından
beri ise devletin yanında duran haberler yaptı Sözcü. Diğer
konularda muhalifliğine devam etti ama harekatı destekledi. PKK’ya
tavrını net bir şekilde gösterdi. Bu açıdan tebriği hak ediyor.
Nasıl Sözcü’yü geçmişte eleştirdiysek övmesini de bilmek lazım.
Yarın aksi bir durum olursa gene eleştiririz.
Gelelim Cumhuriyet’e. Orada değişen bir şey
yok. 17-25 Aralık sürecinden beri izlediği yayın politikasını çok
az değiştirdi.