İki gün sonra bu ülkenin
milliyetçileri ve muhafazakârları açısından normal bir seçime
gitmiyoruz. Bu ülkenin dindar Müslümanları ve Menderes-Özal-Erdoğan
geleneğine bağlı demokratları açısından da normal bir seçime
gitmiyoruz. 24 Haziran 2018 tarihi bu toprakların büyük çoğunluğu
için ya “tam hürriyet ya tam
esaret” arasında bir tercihtir. “Erdoğan
nasıl olsa kazanır” diyerek sandığa gitmeyen her
kardeşimiz kendi geleceğine ihanet eder.
Evet, elbette İnce’nin bu seçimi
kazanma şansı yoktur. CHP’li KONDA Şirketi bile 51.9 ile Erdoğan’ın
ilk turda bu işi bitireceğini bilimsel olarak açıklamıştır ama bu
demek değildir ki rehavete kapılalım... Evet, ikinci tura kalsa
bile liderimiz yine bu seçimi kazanır ama o 2 hafta içinde düvel-i
muazzama âdeta Türkiye’ye tüm gücüyle saldıracak ve AK Parti’ye
gönül vermiş herkesten intikam almak için pusuda bekleyenleri
destekleyecektir. Türkiye’mize en az 2 yıl kaybettirecek o 2
haftayı yaşamamak bizlerin elindedir. Sandığa gideceğiz ve
liderimizin 55 rakamını yakalaması için bastıracağız. Bu işi
bitireceğiz...
Dün Hakan’ın Hürriyet’te yazdığı
Muharrem İnce goygoycusu yazı baştan sona fantezi ve temennidir.
Objektif tespitleri CHP’li olmasına rağmen KONDA şirketi
yapıyor.
Şimdi bu Ahmet Hakan’ı kendi
akıbetiyle baş başa bırakıp biz muhafazakâr küskünlere geçelim. Bu
yazımda özellikle bu küskün kardeşlerime seslenmek istiyorum.
Elbette biliyorum AK Parti ile ilgili belli şeylerden
şikâyetçisiniz, haklı da olabilirsiniz ama 24 Haziran’da karşı
cepheye oy vermek sizin açınızdan daha da şikâyetçi olacağınız Eski
Türkiye’nin dönüşü demek olur.
Mesela küskünlerin toplandığı
Karar gazetesi yazarlarını ele alalım. Mevcut düzende bu
arkadaşlarımız AK Parti’ye muhalefet edebiliyorlar ama eğer CHP
zihniyeti iktidara gelirse onların da yeri hapishane olacaktır.
Küskün AK Parti’li olmak ya da AK Parti içinde muhalif olmak onları
kurtarmayacaktır. CHP zihniyeti iktidar olursa oluşacak intikam ve
savaş atmosferine Kemal Kılıçdaroğlu da hiç kimse de engel olamaz.
Tarihin akışı ve rüzgârın bir esişi vardır.
CHP zihniyetinin iktidara gelişi
27 Mayıs atmosferini solda sıfır bırakacak kadar sert
bir “Eski Türkiye intikamı” dalgasını
başlatır. Mustafa Karaalioğlu’nu da tüm o Ergenekon-Balyoz dönemi
Star manşetlerinden ötürü tutuklayacaklardır. İbrahim
Kiras ve Mehmet Ocaktan da
tüm o dönem manşetlerinden sorumlu olduğu için içeri
alınacaktır. Akif Beki de tutuklamaktan
kurtulamaz. Ergenekon ve Balyoz sanıklarının intikam listesinde ilk
10 gazeteci listesinde tüm Karar gazetesi yazarlarının olduğu
unutulmamalıdır.
Mesela ben bu intikam listesinde
yokum ama bilin ki hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemi batarsa hep
birlikte bizi boğmak isteyeceklerdir. Yıldıray
Oğur bile 32 yıl hapis cezası ile yargılandığı Balyoz
kumpası davasında şu an Erdoğan iktidarda olduğu için özgürce
dışarıda gezebiliyor, yoksa hemen anında Yıldıray’ı tutuklarlar. O
dönem Taraf yazarı olan herkesi yaka paça içeri atarlar ve bundan
Yıldıray da kurtaramaz. Etyen Mahçupyan’ı ise
sadece “Çorbadaki Kıl” yazısını
yayınladığı için tutuklarlar, oysa şimdi özgürce muhalefetini
ediyor, yazılarını yazıyor. Ali
Bayramoğlu da aynı şekilde Balyoz
sürecinde Çetin Doğan’ı suçlayan onlarca
yazısından ötürü hemen hakkında tutuklama kararı çıkacaktır. Bu
listeyi daha da uzatmak mümkündür.
Elbette bu millet bu CHP
zihniyetinin yeniden iktidar olmasına izin vermeyecektir. CHP
zihniyeti meşru seçim sonuçlarını tanımayıp zorba yollarla iktidarı
almak isterse de bu millet tıpkı 15 Temmuz zamanında olduğu gibi
yine direnecek ve kazanacaktır. Böyle bir gayrimeşru kalkışmada
yerli ve millî DEVLET güçlerimiz de sonuna kadar demokrasinin
yanında yer alacaktır. Fakat kendilerinin elit zanneden muhafazakâr
küskünler de bilmeli ki, gariban muhafazakârlarla aynı gemidedirler
ve CHP’nin intikam tugayları onlara da asla
acımayacaktır...