Şu an yaşadığımız hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon gerçekten hepimizi çok zorluyor. Aynı şeyleri tekrar etmeye gerek yok. Hükûmetin önündeki en büyük mücadele şu an bu.
Bulunduğum Karadeniz ve gezdiğim kasaba ve köylerde herkes yüksek fiyatlardan şikâyetçi. Ara not olarak söyleyeyim, insanlar öyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan desteğini çekmiş değil.
Ülkemizde 4 darbe oldu. 15 Temmuz girişimi yaşandı. Ara sıra da irili ufaklı cuntalar oldu... Bunların ekonomiye bedeli en az 250 milyar dolardan fazla. Tek başına 28 Şubat sürecinin 70 milyar dolar maliyeti oldu bu millete. Darbeciler utanmadan hâlâ konuşuyorlar.
Öte yandan terör... PKK terörüyle mücadele için şu ana kadar 500 milyar dolardan fazla para harcandı. Koalisyon dönemindeki istikrarsızlık ve sürekli hükûmetlerin değişmesinin de ciddi maliyeti oldu.
Bu saydıklarımın Türkiye’ye maliyeti çok ağır oldu. Belki millî gelirimiz şu an 1,5 trilyon dolar olacaktı. Daha müreffeh olacaktık.
Askerî darbeler artık olmuyor. En son niyetleneler 15 Temmuz’da sonucunu gördü. Terör içeride bitti. Tek bomba patlamıyor. Savunma sanayi gelişti. Dış politikada en sert muhalif bile Türkiye’nin başarısını kabulleniyordur. Kabullenmese bile Batı artık kabul ediyor.
2023’te kendi arabamız yollarda olacak. Kendi gazımızı kullanacağız. İhracatımız iyi. Bunlar yalan diyen nankördür.
Hayat pahalılığını bir yıldır konuşuyoruz. En büyük sorunumuz bu. Millet tepki göstermekte haklı. Ama bir haftadır bulunduğum Karadeniz’de 35-40 yaş üstü durumun farkında. Kimse Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan desteğini çekmiş değil. AK Parti ve teşkilatlarına eleştiriler var. Şimdi bu yazımı yarın muhalifler alırken sadece bu kısmını alacak. Diğerlerini yok sayacaklar...
Son 20 yılda yapılanların herkes farkında. Terör, FETÖ, PKK halkın bal gibi umurunda. Hayat pahalı diye teröre karşı net duruş göstermeyenleri de alkışlamıyor halk. Muhaliflerin anlayamadığı bu. Muhalifler sahaya çıktığında karşılaşacakları en büyük zorluk bu olacak.