Ben bu ülkede hiçbir zaman "şıklık" kaygısı güderek yazı yazmadım. Solcuların ve Kemalistlerin övgüsünü alıp mutlu olan ezik muhafazakârlıktan hep iğrendim. Konforlu yazılar yazıp orta yolculuk yaparak durumu idare etmeyi hiç sevmedim. Mesela Ekrem Dumanlı ile ilgili 14 Aralık 2014'te gözaltına alınma kararı verildiği andan itibaren bas bas Dumanlı'nın tutuklanması gerektiğini haykırdım. Devlet bu teröristi elinde tutmak zorundaydı, çünkü FETÖ'nün en kritik elemanlarından biriydi Dumanlı.
Fakat maalesef o 14 Aralık 2014 günü yapayalnız kaldım. Bizim taraftan 1 kişi bile bangır bangır etki oluşturacak şekilde Dumanlı'nın tutuklanmasını savunmadı. Aydın Doğan medyası başta olmak üzere tüm muhalif medya Ekrem Dumanlı'nın yanında saf tuttu. Teröristlerin gazetesi Zaman'ın önü türbeye döndü. Enis Berberoğlu ve Can Dündar gibi adamlar başta olmak üzere basının büyük kısmı terörist Dumanlı'nın yanında durdular. Ahmet Hakan, FETÖ TV'sine bağlandı ve neredeyse terörist Dumanlı için ağladı. CHP parti olarak utanç verici tavır aldı. Oktay Ekşi utanmadan gitti, teröristlerin kürsüsünde konuşma yaptı 14 Aralık 2014'te. Yetmedi bizim taraftan birçok arkadaş, en başta Abdülkadir Selvi, terörist Dumanlı'nın tarafını tuttu. Yargımızın bu haklı operasyonuna karşı çıktılar. Bu önemli konuyu görmezden geldiler ve her zaman yaptıkları gibi yine CHP, yine Kemal, yine CHP, yine Kemal türküsünü çalmaya devam ettiler.