2015 yılının başından beri
Türkiye, Amerika’ya “Suriye’nin kuzeyinde bir devlet
kurdurmayacağız” diyor. Tayyip Erdoğan 26 Haziran
2015’te şöyle bir tweet attı:
“Tüm dünyaya
sesleniyorum: Bedeli ne olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde,
Türkiye'nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade
etmeyeceğiz.”
Yani bir YPG/PKK devleti
kurdurmayacağız sözü ağızdan yeni çıkan bir laf değil. Tam 4 yıldır
söyleniyor resmî ağızlardan. Ama kimse oralı değil. Suriye’de
bizim kaygımız Kürtler asla değil. Amerikalı askerlerin YPG’yi
eğittiğini, onlara silah verdiğini herkes biliyor.
Şimdi deniyor ki; Barış
Pınarı Harekâtı’yla Türkiye yalnız kaldı. Dünyada Katar, Somali ve
Azerbaycan dışında kimse destek vermiyor. Bu önermenin bazı
açmazları var. PKK, YPG hem Amerika hem de AB’ye göre terör örgütü.
Uluslararası kurumlar da bunu kabul etmiş. Amerika
DEAŞ’ı yenmiş, bir kısmını esir almış.
Bütün bunlara rağmen
hâlâ silah vermeye devam etti. Türkiye şimdi bu oyunu bozdu.
Zaten bozduğu için Batı blokunda kıyamet kopuyor. Batı medyasında
kıyamet kopuyor. Her an, her saniye onlarca haber giriyorlar.
Haberleri takip etmek neredeyse zorlaştı...
Efendim, neymiş Türkiye tezlerini
Batı’ya anlatamıyormuş. Nasıl anlatsın ki? Gülnur
Aybet akıcı İngilizce ile
konuşuyor. İbrahim Kalın yabancı medyaya
konuşuyor. Kim çıkarsa çıksın, kim konuşursa konuşsun yabancı medya
ve Batı anlamayacaktır. Orhan
Pamuk, Türkiye lehine demeç verse, Daron
Acemoğlu CNN’de 24 saat konuşsa gene
olmaz. Çünkü Batı’nın derdi Türkiye ve tezlerini
anlamak değil, kendi fikrini empoze etmek...