Artık iyice anladım ki, muhalefet Türkiye’nin iyiliğini istemiyor. Barışmak ya da "bir arada yaşayabiliriz" düsturuna da sahip değil. Kavga ve yalan dışında üretebildiği hiçbir şey yok.
"Başörtüsü şeriat isteyenlerin üniforması" dediler. "Türk Ordusu Katar’a satılmış" ifadesini kullandılar...
İmam Hatiplilere ve dindarlara sürekli hakaret ediyorlar.
Beşiktaş’ta bir parkta oturan başörtülü kadına “Sizin gibileri burada istemiyoruz. Yallah Arabistan’a” deyip nefret suçu işlediler...
"Saraya giden bir CHP’li var" dediler. “Kim o?” diye sorulunca çark ettiler. "Duyum" deyip birbirlerini suçladılar...
Kemal Kılıçdaroğlu, “Evet duyuyorum, Külliye’ye giden CHP’liler var” dedi. Muharrem İnce, “İsmini açıklamayan namerttir” dedi. Çıt çıkmadı. Bu yalanı yayan gazeteci kendisini dürüst gazeteci olarak lanse ediyor.
Bir müzisyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın biriyle düet yaparsa linç ediyorlar. Adam çıkıp "o düet için pişmanım" açıklaması yapıyor...