Türkiye’nin ekonomi-politikası konusunda, şimdiye değin yaptığımız, çoğu tartışmanın da sonuna yaklaşıyoruz. 16 Nisan referandumu bu anlamda da bir milat olacak. Artık bu ülkede ekonomiyle ilgili “yapısal reform” dendiğinde herkes farklı bir şey anlamayacak. Çünkü 16 Nisan’da Türkiye’nin atacağı adım, yeni anayasaya bağlı olarak, ekonomik ve siyasi sistem değişikliğidir.
Bütün anayasal sistem değişikleri, toplumların somut ihtiyaç ve beklentilerine bağlı olarak, bu ihtiyaç ve beklentilerin kesişme noktasında oluşur. Bu anlamda bütün anayasal değişim ihtiyaçları, özünde o milletin -toplumun- en üst düzeyde mutabakatıdır. Ben, Türkiye’de bu mutabakatın anayasal değişiklik doğrultusunda sağlandığını düşünüyorum.
Özellikle ekonomide, belki de hiç konuşmadığımız, sessiz bir millet mutabakatı var. Bu mutabakat, sanayiciyi de, kamu çalışanını da, işçiyi de, esnafı da kapsayan bir yeni iktisadi yönelimi ve bu yönelimin altını dolduracak günü karşılayan kapsamlı reform paketleri beklentisine bağlı olarak sağlanmış durumda.