Cemil Ertem Milliyet Gazetesi

24 Ocak 1980 ve TCMB’nin kararı...

Bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) kararı vesilesiyle ekonomiyi tartışacağız. Ancak bu iyi bir tesadüf de oldu; çünkü 24 Ocak 1980 tarihi Türkiye iktisat tarihinde çok...

24 Ocak 2017 | 217 okunma

Bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) kararı vesilesiyle ekonomiyi tartışacağız. Ancak bu iyi bir tesadüf de oldu; çünkü 24 Ocak 1980 tarihi Türkiye iktisat tarihinde çok önemli bir yol ayrımı da aynı zamanda...


İşin “tarihi” kısmına başlamadan önce Merkez Bankası hatta merkez bankaları üzerinden yapılan şu güncel tartışmalara değinmek istiyorum.

Bugün hem Türkiye’de hem de dünyanın herhangi bir ülkesinde, yalnız merkez bankasının para politikasına bağlı bir çözüm yoktur. Ancak sorunların ağırlıkla merkez bankaları ya da para politikası çerçevesine sıkıştırılarak tartışılması seksenlerden itibaren güncel iktisat teorisini belirleyen neoliberal ideolojinin doğrudan hakimiyetine bağlıdır.

Neoliberal hâkim anlayış, enflasyon, işsizlik, büyüme gibi temel iktisadi sorunları para politikasının, ağırlıklı olarak, çözeceği dinamikler olarak tarif etti.

Böyle de olması gerekiyordu çünkü yetmişlerde başlayan kâr oranlarının hızlı düşüşü, büyük kriz sürecini başlatmıştı ve krizin gelmesi ancak palyatif para politikaları ve Keynesyen politikaların hızlı tasfiyesiyle geciktirebilirdi. Şili’de darbeci general Pinochet’nin danışmanı olan parasal politikaların babası Milton Friedman ve arkadaşları çalışanların ucuz yediği öğle yemeklerine bile göz dikmişlerdi; “Bedava öğle yemeği yok” cümlesi Friedmancı öğretinin amentüsü olarak tarihe geçti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.325 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.578 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.624 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.785 Okunma