Geçen hafta sonu Savunma Sanayi Fuarını (IDEF-2015) gezerken tam
şu sıralar yapmakta olduğumuz ekonomi tartışmalarının ve bu
tartışmalara bağlı olarak söylenen her şeyin çöp olacağını
düşündüm.
Savunma sanayi deyince aklınıza yalnız silah ve savaş gelmesin.
Savunma sanayi dediğimiz alan, insanlığın var olanı koruması,
paylaşması ve idare etmesi alanıdır ve böyle olunca da geliştirmek
bu alanın temel dinamiğidir. Şimdi kullandığımız bilgisayar ve
internet-haberleşme- teknolojisi savunma sanayinin ürünüdür.
Savunma sanayi teknolojisi doğası gereği inovatiftir. Böyle olunca
her alandaki toplumsal kalkınma ile teknoloji özellikle savunma
sanayi teknolojisi birbirini sürükler. Örneğin Osmanlı’nın
genişlemesinde bir mühendislik harikası olan kompozit yayın rolü
büyüktür. Kompozit yay ve daha sonra İstanbul’un fethinde
kullanılan top teknolojisi genişlemenin, çoğu kere anlatıldığı
gibi, pazı gücüyle olmadığını bize gösterir.
Ancak bütün bu dönemde, Osmanlı Mimar Sinan gibi dehalarla ayrı ve
özgün bir medeniyet de ortaya çıkarmıştır. Sanayi Devrimi ile
(burada Kırım Savaşı çok önemli bir dönüm noktasıdır) Batı bugüne
kadar gelecek üstünlüğü inşa etmeye başlamıştır. Dikkat ederseniz,
1853 Kırım Savaşı, sanayi devriminin sonucu olan silah ve
ulaştırma-istihkam teknojilerinin denendiği bir savaştır ama bu
tarih, aynı zamanda, Osmanlı’yı Duyun-ü Umumiye’ye kadar götürücek
mali çöküşün de başlangıcıdır.