Bu hafta başı İran’a uygulanan uluslararası ambargo resmen kalktı ve brent petrol fiyatları 28 doların da altına inerek son 12 yılın en düşük seviyesine geriledi. Esasında Cenevre anlaşmasının “derin” sonuçlarını tam şu sıralar yaşıyoruz.
İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenen ve Soğuk Savaş’ın bitimine kadar olan dünya düzenini genel olarak iki tarihsel zaman dilimine ayırabiliriz.
Birincisi, ABD’nin siyasi ve ekonomik önderliğindeki “altın” krizsiz (1946-1971) dönem, ikincisi iseVietnam Savaşı ile başlayan ve 1973 kriziyle ABD hegemonyasının gerilemeye başladığı kriz dönemi. İşte bu ikinci dönemin anahtar ülkelerinden biri İran’dır. 1973 “petrol” krizi ve İran Şahı’nın petrol fiyatlarına itirazı İran’ın bundan sonraki yolculuğunu belirleyen iki önemli gelişmeydi. Şah’ın itirazı, yalnızca bir fiyat itirazı değildi; Şah, dolara dayanan ve ABD’nin şekillendirdiği uluslararası ticaret sistemine itiraz ediyordu aslında.
...Ve İran’ın yapacağı reformlarla, dünya enerji piyasasını belirleyen açık-liberal bir ekonomi olması istenmedi; bunun tam aksi istendi ve ABD, otuz yılı aşkın bir zaman diliminde, İran kartını kullanarak, Ortadoğu üzerinden dünya siyasetini ve ekonomisini domine etti. İsrail’in savaşa dayalı politikaları ve bir savaş devleti olarak varlığı İran’ın “yayılmacı” politikalarına dayandırıldı.