Türkiye ekonomisi, 15 Temmuz darbe girişimini atlattıktan sonra, yeniden Gezi komplosu öncesi temposuna yaklaşıyor. Şu sıralar elde ettiğimiz veriler 2011 yılında yakalanan büyümeye yaklaşmakta olduğumuzun işaretini veriyor. Burada önemli olan, eksikleri hızla giderip bunu, kesintisiz kapsayıcı bir büyüme temposuna dönüştürmek.
Şu önemli noktaya hemen değinmek gerekiyor ki büyümenin nitelikli olması önemlidir. Yoksa eşitsiz ve yapay -sürdürülebilir olmayan- büyüme, tıpkı bir bünyenin sağlıksız şişmanlaması gibi, ekonomide de birçok hastalığın öncüsü olabilir. Ancak şimdi gelen öncü göstergeler, tıpkı 2011’de olduğu gibi, orta sınıfı destekleyen, istihdam oluşturan ve dolayısıyla gelir dağılımı görece düzelten bir büyüme temposunun eşiğinde olduğumuzu bize gösteriyor.
2017’nin ikinci ve üçüncü çeyreğinin öncü verileri ilk çeyrekte yakalanan yüzde 5’lik büyümenin artan tempoda devam edeceğinin işaretini veriyor.