Birleşmiş Milletler 71. Genel Kurulu ABD’de başladı. 24 Eylül’e kadar sürecek Genel Kurul faaliyetlerinde Türkiye, en üst düzeyde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile temsil edilecek. Cumhurbaşkanı’nın ABD New York temasları, BM Genel Kurulu çalışmaları dışında da Türkiye-ABD ilişkileri kapsamında değerlendirilmelidir.
Ancak şunu söylemek gerekir ki Türkiye’nin, son yıllarda ABD ile
ilişkilerinin seyri Erdoğan’ın BM konusunda yaptığı çıkışlardan ve
buradaki vizyonundan ayrı tutulamaz.
Sanıyorum bu vizyonu biz en somut olarak Cumhurbaşkanı’nın bundan
iki yıl önce 69. Genel Kurul’da yaptığı konuşmada görürüz. Esasında
bu konuşma, yalnız Türkiye için değil, bütün gelişmekte olan
ülkeler için bir yol haritası niteliğindeydi ve Erdoğan
Türkiye’sinin, 2. Dünya Savaşı sonrası ABD öncülüğünde tesis edilen
hiyerarşiyi artık sorgusuz kabul etmeyeceğini gösteren bir
başlangıçtı. Zaten bu tarihten sonraki gelişmelere baktığımızda da
ABD’nin bu çıkışa verdiği tepkiyi çok somut olarak görürüz.
Tabii benim işim gereği izlediğim alan ekonomi... Bu çerçevede
Türkiye’nin yine bu tarihten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile
belirginleşmeye başlayan yeni bir büyüme ve ekonomik çıkış yakalama
gayreti de aynı tepkiye mazhar oldu hatta Cumhurbaşkanı’nın
ekonomik vizyonuna yönelik eleştirilerin bir karalama kampanyasına
dönüşmesi de 2014 yılına -ağırlıklı olarak- denk gelir.