Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin gezisi, belki de, yakın tarihimizin en başarılı ve stratejik diplomatik girişimi oldu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Çin ve Endonezya’da iken gelen mesajlar, hem içinde bulunduğumuz siyasi atmosferi hem de bundan sonrasının dinamiklerini bize anlattı. Daha önce de yazmıştık ama tekrar edelim; Çin’in Xi Jinping ile başlattığı yeni dönem yalnız Çin için yeni bir dönem değildir, önce Asya sonra da tüm dünya için yeni bir dönemdir. Çin’in bu projeye verdiği isim “Bir Kuşak Bir Yol…” Yaklaşık 2 bin yıl önce Çin’den başlayıp Kazakistan, Özbekistan, Rusya, Türkiye, Yunanistan üzerinden Avrupa’nın içine giden bu yol şimdi orta ve güney koridorları ile de güncelleniyor. Yalnız tam şimdi bu yeni yol, aynı zamanda, yeni bir ekonomik ve siyasi paradigmayı da inşa edecek gibi görünüyor. Şunu söyleyebiliriz; bu ticari aks için paylaşım savaşı başladı bile...
Türkiye’nin 2013 yılından beri bütün başına gelenler, bize göre, bu paylaşım savaşının yansımalarıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin’e gitmeden önce ve Çin’e gittikten sonra İran’dan ve diğer Batı ülkelerinden hatta İsrail’den gelen açıklamalara bakın… Bu açıklamalar çok şeyi anlatır; İran’ın neredeyse PKK terörünü destekleyen açıklamaları, İsrail’in “yumuşama” sinyalleri vermesi ve nihayet Rusya’nın, Türk Akımı’nın önünü açmak için, Türkiye’ye verdiği doğalgaz fiyatlarını düşüreceğini açıklaması…
Asya’nın geleceği ve Türkiye…
Asya hisse senetleri düşüyor, çünkü Çin’in imalat sanayi verisi
kötü geldi. Tayland ve G. Kore eski formunda değil…’ Bunları
geçelim, birileri Çin’in yeni gelen imalat sanayi verisinden çok,
yeni devlet başkanı Xi Jinping’in, Deng’ten sonra, yapacağı en
büyük değişimden hoşlanmıyor ve Çin’den başlayarak Asya’dan çıkışı
körüklüyor. Xi Jinping için şunu söyleyebiliriz; Xi, Mao’nun değil
ama Deng’in başarılı bir devamıdır. Bu açıdan yeni Çin devriminin
de öncüsüdür.
Xi Jinping’in, şu sıra küresel finans oligarşisinin Türkiye ile
birlikte kırılgan beşliye dahil ettiği Endonezya’da, iki yıl önce
düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (APEC)
toplantısında yaptığı konuşmanın başlığı; ‘Reform, dışa açılma ve
Asya’nın geleceği’ idi. Xi, burada Asya’nın yeni bir büyüme yolu
açmasının zamanı geldiğine işaret ederek, bölgesel birliklerin
(ekonomilerin) ortaklaşa teknoloji geliştirmesi gerektiğini
vurgulamış ve büyük Asya entegrasyonunu işaret etmişti. Bu
açıdan Xi, Türkiye’nin Çin’in planladığı yeni küresel paradigma
değişimindeki yerini biliyor ve burada Türkiye’ye hem İran hem de
Rusya’dan daha fazla rol biçiyor. Ama zaten Rusya’nın Çin’in
tarihindeki en büyük siyasi ve ekonomik rakibi olduğunun altını da
çizelim. Bütün bir soğuk savaş döneminde ÇKP’nin nihai tercihi
Sovyetler olmamıştır; çok sıkıştığında Sovyetler karşısında ÇKP,
her zaman, ABD’yi desteklemiştir.