Bu yazıda güncel ve tartışılan üç konu için bir bakış açısı sunmaya çalışacağım. Esasında bu üç konu, dünya ve Türkiye ekonomisi için, “mesele.” Yani üzerinde uzun zamandır tartıştığımız ve çözüm bekleyen sorunlar. Ancak artık bu meselelerde, zamanın geldiği yer itibarıyla, hem kamuoyu olarak hem de devlet-siyaset düzleminde, karara varmamız da gerekiyor. Her üç konu da, aynı anda, hem tek başına hem de birbirleriyle bağlantı bağlamında, yeni bir dönemi anlamak için önemli ipuçlarını içeriyor. Bu açıdan bu yazıdaki, her üç konu üzerine yapılan yorumlar bir yol haritasının başlangıç formülasyonu olarak da okunmalıdır.
Düzeltme değil, kriz...
Öncelikle bu hafta başından itibaren küresel borsalarda düşüşle kendini gösteren paniğe değinmek istiyorum. Çünkü bu hareketi -çokça söylendiği gibi- basit bir düzeltme olarak görmüyorum. ABD’den başlayarak Asya ve Avrupa borsalarına yayılan sert satış dalgası, krizin en belirgin ve en sert nöbetlerinden biridir. Bu, aynı zamanda, bu tür sert nöbetlerin artık daha sık aralıklarla sistemi sarsacağını bize gösteriyor.