Politikanın yoğunlaşıp neredeyse çatışmaya dönüştüğü dönemler, aynı zamanda, ekonomik paylaşımın doruğa çıktığı dönemlerdir. Zaten tam şimdilerde içinde bulunduğumuz bölgeye bakarsak bu gerçeği olduğu gibi görürüz. Doğu Avrupa, Türkiye, Ortadoğu, Kafkasya yeni bir kaynak ve pazar paylaşım savaşının en önemli merkezleri bugün. Bu paylaşım silahlarla olduğu kadar, “çağdaş” ekonomi anlatısının araçlarıyla da oluyor. Şu sıralar telaffuz ettiğimiz, kullandığımız ekonomi terimleri esasında politik bir hesaplaşmanın da araçları.
Değerli para güçlü ekonomi mi demek?
Örneğin döviz kurları... Döviz kuru bugün doğrudan bir pazar paylaşımı aracıdır. Ama döviz kuru, aynı zamanda, günümüzde çok ciddi bir politik enstrüman. “Paran kadar konuş” deyimini “paran değerliyse, senin politik duruşun da değerlidir” olarak anlayan, anlatan bir dönem yaşadık biz. Aslında bunun bir tuzak olduğunu, özellikle bugünlerde, söylemeliyim. Belki bugün, özellikle pazar paylaşımında söz sahibi olmak isteyen ülkeler için şunu söyleyebiliriz: “Paranın değeri, ülkenin ekonomik gerçeğini yansıtmalıdır, bu böyle değilse, senin politik duruşunda bir sorun vardır.”