son bir haftadır Suriye’de Lazkiye’nin hemen kuzeyinde Yayladağı ve Hatay’a yakın bölgede Bayırbucak Türkmenlerine yönelik bombardıman yalnız Suriye iç savaşında rejim karşısında duran Türkmenlere yönelik değildir. Tam o bölgede Türkmenlerin başına gelen, esasında Suriye iç savaşında Batı’nın ve daha sonra Rusya ve İran’ın nerede durduğunu, neyi amaçladıklarını anlatan ve bütün bu savaşı özetleyen çok önemli bir finaldir. Lazkiye yakınlarında Bayırbucak’ta savaşan Sultan Abdülhamit Tugayı Komutanı Ömer Abdullah, AA muhabirine şunları söylüyor: “Çok yoğun bombardıman altındayız; Rusya’nın yanı sıra İran güçleri ve Lübnan Hizbullahı’nın desteğiyle rejim, Bayırbucak bölgesine saldırılarına devam ediyor. Rus uçakları ve gemilerden atılan füzeler, tank, top ve havan atışlarıyla dayanılmaz bir bombardıman var. Kara harekâtının başlamasıyla yaklaşık bir aydır bombardıman arttı ancak son hafta daha da arttı.”
Abdullah, sonra “Biz Osmanlı torunlarıyız, bu toprakları bizden kimse alamaz” diyor. Son cümle cephede olan bir askerin moral ve ajitasyon yüklü mesajı olarak okunabilir ama bu cümle, esasında Suriye iç savaşının neden bu kadar uzadığını, bu savaşı isteyen ve sürdüren güçlerin, DEAŞ gibi küresel bir terör örgütünü üreterek bu savaşı neden yeni bir paylaşım savaşının başlangıç alanı haline dönüştürdüğünü bize anlatıyor.
Lazkiye-İskenderun...
Bu bölgeye -yani Lazkiye-Hatay arasındaki bölgeye- Esed rejimi, Rusya ve İran birlikte saldırıyorlar. İşte bu durum bize, Suriye savaşının bir ekonomik paylaşım savaşı olduğunu ve Lazkiye’den başlayan ve doğuya doğru İdlip, Halep, Gaziantep ticari-ekonomik aksının, batıya doğru ise, Lazkiye, İskenderun, Hatay aksının bu savaşın temel hedef alanlarından olduğunu gösteriyor.
Kıbrıs’la birlikte Lazkiye ve İskenderun limanları Doğu Akdeniz’in ekonomik ve ticari yolunun merkezleridir. Türkiye, Gaziantep’teki sanayi bölgelerini tünellerle İskenderun limanına bağlıyor. Suriye’de demokratik bir yönetimin işbaşına gelmesiyle Lazkiye, İskenderun ve Hatay aksıyla birleşecektir.