Cemil Ertem Akşam Gazetesi

Erdoğan Ekonomisi: Yoksulluk sorunu, iddialar ve gerçekler

Seçim, Türkiye’de yoksulluk tartışmalarını da gündeme getirdi. CHP’nin “yoksulluğu” kaldıracağız iddiası bana göre şimdiye kadar ortaya atılan en desteksiz seçim yalanlarından...

02 Haziran 2015 | 226 okunma

Seçim, Türkiye’de yoksulluk tartışmalarını da gündeme getirdi. CHP’nin “yoksulluğu” kaldıracağız iddiası bana göre şimdiye kadar ortaya atılan en desteksiz seçim yalanlarından birisi… Yoksulluk, bugün küresel ve sistemik bir sorun… Ancak hükümetler doğru, halk yararına ekonomi politikası uygularsa ve sosyal alanların ağırlığını hem devlet hem de sivil toplum tarafında artırırsa yoksulluk, en az ve toplum için katlanabilir düzeye inebilir. Yapılan bir çok çalışma-ki Piketty’nin “21. yüzyılda Kapital” kitabı, bu konudaki son en kapsamlı çalışmadır- neoliberal küreselleşme dönemi diyeceğimiz 1980-2008 krizi arasındaki dönemde küresel gelir ve servet dağılımının daha da bozulduğunu ve buna bağlı yoksulluk sorununun, yalnız azgelişmiş ve gelişmekte olan ükeler için değil, artık gelişmiş ülkeler için de ciddi bir sorun haline dönüştüğünü bize söylüyor.

Yoksulluk tartışmaları ve rakamlar

Türkiye’ye gelince, yoksulluğun AK Parti iktidarları döneminde azaldığı hem iktisadi hem de sosyolojik bir gerçektir.
Bugün dünyada yoksulluk tanımı ve bununla ilgili veriler hayli tartışmalıdır.
Örneğin hanehalkı kullanılabilir gelirine göre bulacağınız gelir eşitsizliği ve buna bağlı yoksulluk oranları ile eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirine göre bulacağınız oranlardan çok farklıdır. Çünkü düşük gelirli hanelerde fert sayısı daha çok olduğundan gelir, daha fazla fert arasında bölüşülür.
TÜİK’in hasaplamaları ise, satın alma gücü paritesine göre, saptanan dolar cinsinden sınırlar baz alınarak yapılan göreli bir ölçümdür. Buradaki dolar sınırları, günlük ele geçen olarak, 2.15 ve 4,3’tür. Dolayısıyla bu, doğrudan bir gelir eşitsizliği ölçümü olmadığı gibi, bir yoksulluk sınırı ve mutlak yoksulluk ölçümü ve saptaması değildir. Yani burada bireylerin refah düzeyinin, satın alma gücü paritesine göre, bir zaman aralığında ne denli iyileşip iyileşmediği saptanmaktadır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.325 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.578 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.624 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.785 Okunma