Biliyorsunuz, geçen hafta İtalya’nın Sicilya Adası’nda sorunlu bir “gelişmiş” ülkeler toplantısı yapıldı. ABD, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya ve Birleşik Krallık devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren G7 zirveleri, yetmişli yılların ortalarından beri gerçekleştiriliyor; çünkü G7, Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler’in ve Çin’in Avrupa, Asya ve Latin Amerika coğrafyalarında siyasi ve ekonomik hâkimiyetlerinin “el birliği” ile kısıtlanması ve olası pazar daralmalarına karşı “gelişmiş” ülkelerin, dünya ticaret çevrimini denetleme ve yönetme saikiyle, zorunlu bir araya gelme platformu olarak doğdu.
Doksanlı yıllarda ise Sovyetlerin de dağılmasıyla hem gereksizleşti
hem de Asya ve Latin Amerika ülkelerinin sisteme hızla entegre
olmaları sonucu etkinsiz hale geldi. Böylece G7, şekilsel olarak
varlığını korudu ama “gelişmekte” olan ülkelerin de katılımıyla bu
platform, esas itibarıyla, G20’ye dönüştü.