Dün açıklanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kararının bir çok açıdan önemli olduğunu vurgulayalım. Bu kararın teknik analizi, eleştirisi başka bir konudur ancak şunu söyleyebileceğimizi düşünüyorum:
Türkiye’de stratejik devlet kurumları, uzun vadeli ve bağımsız davranma yetisine erişiyor. Bu, hiç şüphesiz ki, şu günlerde çok önemli bir göstergedir.
Merkez Bankası’nın dün verdiği faiz kararının kur seviyesindeki olumsuz etkisi tartışmalıdır ancak burada hiç tartışmasız olan bir gerçek vardır. Şimdiye değin, Türkiye ekonomisini ve mali piyasaları istedikleri gibi yönlendireceğini sananların bu iktidarı bitiyor.
Bu gerçeği yalnız şu son 48 saatte olanlar bile anlatır. Merkez Bankası PPK’nın faiz kararı öncesi bizde görüşlerimizi açıkladık.
Şunu samimiyetle söyleyeyim ki, açıkladığım görüşler, gerek kur seviyesi ile ilgili gerekse TCMB’nİn para politikası ile ilgili değerlendirmeler, benim yıllardır, makale ve kitaplarımda savunduğum defalarca yazdığım konulardır. Yeni değildir. Aslında bu görüşler, bir vizyonun bu konuya yansıyan spesifik izdüşümleridir. Ancak bizimle birlikte bu konuda çoğu piyasa uzmanı ve analist de görüş verdi. Çoğunun görüşü, Merkez Bankası’nın faiz artırmayacağı idi.( Bkz: http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1819787-faiz-artisi-beklenmiyor ) Ancak Merkez Bankası’nın kararından 24 saat önce Goldman Sachs, bankanın 75 baz puan faiz artırması gerektiğini söyledi. (Burada Goldman Sachs “öngörüyoruz” kelimesini kullanıyor ama siz bunu gerekir diye okuyun)