Bu yazıyı Özbekistan’ın başkenti Taşkent’ten yazıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, gezilerde yazmayı pek tercih etmiyorum. Bu sefer de atlamayı planlamıştım. Ancak Taşkent’i görünce vazgeçtim. Oldukça düzenli, çok temiz ve yemyeşil bir şehir. Bağımsızlıktan sonra, Sovyetler'den kalma altyapının üzerine, tarihi ve kültürel mirası da koruyarak, örnek bir şehir olarak sanki yeniden doğmuş Taşkent...
Ancak, Bağımsız Devletler Topluluğu içinde yer alan diğer Orta Asya ülkelerinin başkentleri gibi, yalnız “görüntüyü” kurtaran bir şehir değil burası. Dijital panolarla süslü gökdelenlerin aksine, ağaçlandırılmış geniş bulvarlar ve parklar başkentin temel örgüsünü oluşturuyor.
Ancak işin önemli yanı, bu görüntünün Özbekistan’ın yeni yolunu anlatması.