Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi hiç şüphesiz ki çok yönlü (ekonomik, politik ve askeri) neden ve sonuçları barındırıyor. Öncelikle şunu söyleyelim; Rusya’nın Suriye ısrarı Esed ısrarı değildir, bu ısrar, Doğu Akdeniz çıkışlarını, başta Güney Gaz Koridoru olmak üzere, güney enerji geçişlerini ve Halep-Lazkiye iktisadi çevrimini kontrol etmek içindir. Bizim burada üzerinde durmamız gereken husus, bütün bu nedenlerin doğrudan Türkiye ile ilintili olmasıdır.
Bu müdahalenin hemen BM Genel Kurulu sonrası olması da üzerinde durulması gereken bir ayrıntı.
Burada farklı yorumlar var; bunlardan birincisi Rusya ve ABD’nin yeniden iki kutuplu -Soğuk Savaş detantı- paylaşımı için anlaştıkları yönünde; bu yorumun, içinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasi koşullar göz önüne alındığında, hayli zorlama olduğunu düşünüyorum. ABD’nin şu sıralar böyle stratejik bir kararı verecek homojen bir yönelimi yok. Bunu ekonomi tarafında da görebiliyoruz; Fed’in faiz artırma tartışmalarına baktığımızda bu tartışmaların basit teknik tartışmalar olmadığını görmek gerekir. Para politikası açısından şahin ve yüksek faize, dolayısıyla değerli dolara sırtını dayanan bir Fed, bize dünya jandarması bir ABD’yi anlatır