Cemil Ertem Milliyet Gazetesi

Şimdi yeni bir dünya kuruluyor!

Artık hiç şüphesiz ki yeni bir dünya kuruluyor. “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de yerini alır” sözü, bilindiği gibi, 1964’te ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’un Türkiye’nin Kıbrıs’a...

09 Ağustos 2016 | 1.074 okunma

Artık hiç şüphesiz ki yeni bir dünya kuruluyor. “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de yerini alır” sözü, bilindiği gibi, 1964’te ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’un Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etmemesini istediği mektuba İnönü’nün cevabı olarak tarihe geçmiştir. Ama o günden yakın zamana değin “eski dünya” devam etti ve Türkiye de bu “eski dünyanın” sıradan bir ülkesi oldu.

Şimdi ise yeni bir dünya gerçekten kuruluyor ve Türkiye, bu yeni dünyada yer almaya çalışan edilgen bir ülke de değil, bu yeni dünyayı kuran asli, kurucu bir ülke...

15 Temmuz akşamı olan direniş, meydanlardaki demokrasi nöbeti ve Yenikapı mitingi gösterdi ki Türkiye’de halk buna inanıyor. Bu gerçeği Batı da biliyor ama ısrarla görmezden geliyor. Esasında Batı basınında 15 Temmuz’un ve sonrasının çarpıtılarak anlatılması da buraya bağlıdır.

ABD - Türkiye...

Özellikle 2008 krizinden sonra, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya sisteminin hızla çözüldüğünü söyleyebiliriz. Bu sistemin, hegemon ülkelerin inisiyatifinde kurulan ekonomik ve siyasi birlikleri, temel kurumları da hızla işlevsizleşti. ABD önderliğinde geliştirilen dünya ticaret sistemi, IMF’nin yönettiği/yönlendirdiği para ve maliye politikaları, doların ve daha sonra euro’nun temel rezerv para olduğu para sistemi -Bretton-Woods anlaşmasına dayanan sistem- krizi aşacak dinamikleri barındırmadığı gibi, krizi derinleştirecek zaafları ve yetersizlikleri taşıyorlardı.

AB’nin krizinin giderek derinleşmesi ve AB’nin kendisinin doğrudan bir sistemik tehlike olması, İngiltere’nin AB’yi kendisi için gereksiz hatta bir kriz unsuru olarak değerlendirmeye başlaması sonuçta ABD hegemonyasının temellerini sarsıyordu. ABD, bu süreçte önce Pasifik’i denetlemeye ve orada da ipin ucunu kaçırmamaya çalıştı. Obama yönetimi burada da pek başarılı olamadı. Çin ve G. Kore, Rusya’dan sonra ABD’ye sormadan adım atılacak yeni bir dünyanın ekonomik ve teknolojik ayağını çok kısa sürede inşa ettiler. Obama yönetimi, Doğu Avrupa’yı Almanya’ya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı ise neoconlara bıraktı. DEAŞ, bunun sonucu olarak doğdu ve Suriye’den başlayarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan bir yeni “Balkanlaştırma” projesini terörle inşa etmeye başladı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.325 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.578 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.624 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.785 Okunma