Geçen hafta Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye-Almanya ekonomik ilişkilerini hedef alan talihsiz açıklamalarına Türkiye, yine geçen hafta, Cumhurbaş-kanı’nın açıklamalarıyla en üst düzeyde cevap verdi. Türkiye’de faaliyet gösteren Alman kökenli şirketlere yönelik soruşturma olduğu yalanının SDP’li Gabriel’den gelmesi Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin tarihine baktığımızda çok şaşırtıcı gelmiyor. Çünkü SDP’nin 20. yüzyılın başından itibaren, aldığı siyasi pozisyonlara, özellikle birinci ve ikinci dünya savaşları öncesi yalpalayan, yalan üzerine kurulmuş politikasına baktığımızda Gabriel’in baştan sona yalan olan bu açıklamaları tarihi olarak da “anlamlı.”
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Alman Sosyal Demokratları, tarihlerini, verdikleri sözleri unutarak, emperyalist bir savaş için ellerini ovuşturan Kayser 2. Wilhelm’in kuyruğuna takılmışlardı. SDP, 1914 Ağustos’unda Alman parlamentosunda savaşa ve savaş bütçesine onay verdi. Oysa bir hafta önce, aynı SDP, dünyaya ve kendi kitlesine şöyle sesleniyordu: “Savaş istemiyoruz, Alman İmparatorluğu’nun saldırgan savaş politikalarına sonuna kadar karşı çıkacağız.” Bunu söyleyen SDP, tam bir hafta sonra, Kayser’in savaş partisi haline dönüştü ve insanlığa ihanet etti. Şimdi de değişen hiç bir şey yok.