Yaklaşık son üç yüz yıldır, sanayi devriminin şafağından beri bütün büyük dönüşümler yüzyılların ilk çeyrek diliminde gerçekleşmiş ya da yüzyılın seyri yüzyılın ilk çeyreğinde belirlenmiştir. 19. yüzyılın ilk çeyreğinde bu yüzyıla damga vuracak sanayi devriminin çeperleri belli olmuştu. Bu yüzyıl, sanayi devrimiyle birlikte, Avrupa’nın ve dolayısıyla sistemin büyük değişimine tanık oldu. Avrupa’da imparatorlukların yerini alacak ulus-devletler bu zaman diliminde belirlendi. Okyanusun öte tarafındaki Amerika’da ise iç savaş sonucunda köleci güney, sermayenin yeni merkezi olmaya aday kuzeye yenildi ve Amerika, Britanya’nın ve Avrupa’nın hegemonyasına ortak olmak üzere, yeni bir ulus-devleti ortaya çıkardı. 20. yüzyılın, hemen başında ise, ilk büyük paylaşım savaşı patladı ve üç büyük imparatorluk (Avusturya-Macaristan, Rusya ve Osmanlı) tarih sahnesinden silindiler. Avrupa’da, sanayi devrimiyle kapitalizmin ilk sömürgeci devletini inşa eden Britanya’ya yetişmeye çalışacak ulus-devletler ortaya çıkmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı ve arkasından gelen yeni ulus-devletlerin paylaşım mücadelesi, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde şekillenmişti. Ondan sonra olan biten her şey, ilk yirmi beş yılda atılan temellerin üzerinde yükseldi. 1929 büyük krizi ve arkasından gelen Keynesyen yeniden yapılanma ve ikinci büyük paylaşım savaşının sonuçları bütün bir yüzyılı belirledi.