Türkiye-ABD arısındaki krizi doğru anlatabilmek için şu soruyu
cevaplamamız gerekir: Yalnız Türkiye’ye dönük olarak değil, tüm
dünyaya, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını da hiçe sayan, bu
saldırıyı başlatan ABD’nin bu politikası Trump’ın iç siyasetteki
zor durumu ile açıklanabilir mi?
Bugün Trump’ın, tıpkı Nixon gibi, istifa etmek zorunda bırakılacağı
ya da azledileceği konuşuluyor. Geçen yazıda anlattığımız Nixon’ı
götüren Watergate skandalını bile gölgede bırakan bir yasal sürecin
Trump’ın ensesinde olduğu yazılıp çiziliyor. Bütün bunlar çok
abartılı yorumlar olmasa bile, ABD’nin şu andaki “saldırı”
politikasının Trump’dan ve Trump’ın iç politika sıkışıklığından
bağımsız olduğunu düşünüyorum.
Esas olan; sistemin, ABD’nin inşa ettiği yolun sonuna gelmesi ve
buradan çıkışın da, ABD’nin, özellikle yetmişli yıllardan beri tüm
dünyaya dayattığı iktisadi paradigmanın tümüyle reddi ile
başlayacağı gerçeğidir.
Yeni arayışlar...
Türkiye’nin ve daha bir çok ülkenin uzun zamandır yaşadığı dolara
bağlı finansal şoklar, herkes için yeni arayışları ve çözümleri
zorunlu hale getiriyor.
Öncelikle doların finansal dolaşım ve küresel ticaret için genel eşdeğer olmaktan çıkarılması bugün, yalnız ülkeler için değil, ülkelerin kendi aralarında kurdukları-BRICS gibi- ticari ve finansal birlikler için de önemli bir gündemdir.
Türkiye’nin de katıldığı son BRICS toplantısının en önemli
gündem maddesi buydu. Aslında ülkelerin kendi yerel paralarıyla
ticareti, ABD’nin gücünün gerilemesi ve öncelikle Pasifik Asya
ülkelerinin bu boşluğu doldurmaya başlaması ile birlikte, uzun
zamandır gündemdeydi. Bugün yalnız BRICS ülkeleri küresel
rezervlerin yarısına erişmiştir. IMF benzeri bir BRICS kalkınma
bankasının işlevlendirilmesi ve buraya Türkiye’nin katılması dolara
bağlı para sistemini temelinden sarsacaktır.
ABD dolarının küresel rezervler içindeki payı, özellikle son on
yılda, artan oranda düşmektedir. Dolar “krizi” yaşayan ülkelerin,
başta enerji olmak üzere, temel emtiaların ticaretinde yerel
paralara yönelmesi ve para takas anlaşmaları yapmaları bunda en
büyük etkendir. Türkiye’nin yaşadığı son “saldırı” bu anlamda
yalnız Türkiye için değil, başta BRICS ülkeleri olmak üzere, tüm
dünya için çok önemli bir uyarı olmuştur.