Türkiye köklü bir anayasal sistem değişikliğine giderken bunun önünü kesmek isteyen, bir önceki yüzyılın hegemonyasını temsil eden güçler de harekete geçti. Türkiye’nin sınır ötesinde terör örgütleriyle başarılı mücadelesinin Türkiye için kalıcı ekonomik kazanımlara dönüşmemesi için yeniden harekete geçildi. ABD’nin Suriye’de YPG’yi açıktan destekleyen videoları servis etmesi elbette tesadüf değildir. Ancak tesadüf olmayan gelişmeler bununla da sınırlı değil. Bütün darbe dönemlerinin fikri hazırlayıcısı ve ideolojik yapıcısı olan medyanın yeni darbe senaryoları ile Yunanistan’ın neo-Nazi Savunma Bakanı’nın yaptıklarının zamanlaması da tesadüf değil. Bütün bunlara karşı Türkiye 16 Nisan’da tabii ki cevap verecektir. Zaten bu cevabı tahmin ettikleri için bunları yapıyorlar.
Kıbrıs Rum kesiminin Enosis sesleriyle masadan kalkması da bütün
bunlardan ayrı değildir. ABD’nin henüz ne yapacağını bilmediğini ve
Trump’ın işbaşına gelmesiyle yeni yol haritasını çizemediğini
görüyoruz.
‘Balkanlaştırma’