Yunanistan krizi, yalnız ekonomik olarak değil, siyasi olarak da, oldukça öğretici ve yol gösterici bir deneyim olarak karşımızda. Yunanistan küçük bir ülke ancak “özgül ağırlığı” bir hayli fazla; AB üyesi olması bir yana tarihsel konumu, Ege’nin bir yakasını Türkiye’nin karşısında tutması, Türkiye’den gelen enerji hatlarını ve Akdeniz ticari geçişlerini Avrupa’ya bağlayacak özelliklere-limanlara- sahip olması Yunanistan’ı hacminin çok üstünde tartışmalara muhatap ediyor.
Aslında Yunanistan (Greek Crisis) tartışmaları bizim önümüze bir
ekonomi-politikası tartışması da koyuyor. O zaman Yunanistan
(krizi) tartışmalarının üç temel alanı var ve bu üç temel alan
yalnız Yunanistan’ın sorunu değil; Avrupa’nın, gelişmekte olan
ülkelerin ve sistemin (krizin) sorunları.
Bu üç temel alan; a) Avrupa’nın nasıl bir birlikle yola devam
edeceği; yani Avrupa sorunu, b) Avrupa’nın nasıl bir
ekonomi-politikası ile bu krizden çıkacağı; yani
ekonomi-politikaları sorunu c) Sistemin içinde bulunduğu ekonomik
ve politik krizin nasıl bir siyasi politik yönelimle aşılacağı;
yani siyasetin yeniden dizayn edilmesi; doğru politik olan nedir
sorusu ve sorunu...
“Bir başka plan”
İşte bütün bunlardan dolayı Yunanistan şu anda dünyanın en önemli gündemlerindendir. Biz, Yunanistan krizinin, Türkiye’de şu anda yapılmakta olan koalisyon ve yeni dönemde uygulanacak ekonomi-politikalarına ışık tutacağını inanıyoruz.