Bugün İran’da gerçekleşen zirve, bütün benzerleri gibi, siyasi sonuçlar ürettiği kadar ekonomik sonuçlar da üretecektir. Türkiye, Rusya ve İran bu zirvede İdlib meselesi kadar bölgenin ekonomilerini, dolara dayalı para sisteminin alternatiflerini de konuşacaklar. Ortadoğu ve Körfez’de petro-dolar sistemi tam anlamıyla bitmeden, savaş ortamı da tam anlamıyla ortadan kalkmayacaktır.
Bugün ABD, Suriye dâhil olmak üzere, Ortadoğu coğrafyasında eskisi gibi at koşturamıyor, buradaki dengeler olması gerektiği gibi, yani daha çok bölge ülkelerinin ve halklarının inisiyatifiyle belirlenmeye başladı. Bölgede Türkiye çok güçlü bir oyuncu ve ABD’nin DAEŞ, PKK gibi terör örgütleriyle oluşturduğu denetleme -örtülü işgal- mekanizması da Türkiye’nin bölgedeki varlığıyla kırılıyor.
Türkiye, İran ve Rusya arasındaki ilişkilere gelince... Burada her ülkenin de birbirinden çok ayrı çıkar ve stratejileri var; ancak, şu aşamada, bu üç ülkenin bölgesel iş birliği öne çıkıyor. Bölgede savaşın dinmesi ve dışarıya göçün durması için bu iş birliğine ihtiyaç var. Bir de bu süreçte, yalnız bizim kamuoyumuz değil, tüm dünya kamuoyu gördü ki ABD’nin bölgedeki varlığı ile DAEŞ-PKK terörü arasında ciddi bir bağlantı var. ABD, başından beri bu terör örgütleriyle bir vekâlet savaşı yürütüyor ve eski egemenliğini böyle devam ettirmek istiyor.
Ancak doğrudan işgalin bir egemenlik ve sömürü aracı olarak geçerli olacağı dönemleri nasıl kapattıysak, vekâletçi terör örgütleri aracılığıyla egemenlik sağlanacak dönemi geçtiğimizi ABD ve malum ortağı artık anlamalıdır. PKK’ya verilen silahların DAEŞ’le mücadeleye gitmediğini, tam aksine, bu örgütlerin bölgede kol kola gezdiğini artık tüm dünya biliyor. Ama bundan da öte, bırakın vekâletçi terör örgütlerini, bölgedeki uydu devletçikler, aile ve aşiret oligarşilerinin de dönemi bitti.